Cumhuriyet Bayramı; milletimizin kanla, irfanla, emekle inşa ettiği bağımsızlık simgesi, kendi kaderimizi tayin hakkımızın belgesidir. Ancak bugün, bu değerli bayramın ruhu, yalnızca yüzeyde kalan kutlama etkinliklerine indirgenmiş gibi görünüyor. Davul zurna çalmak, havai fişekler, konserler elbette bir coşkunun ifadesi olabilir; fakat Cumhuriyet’in yüce anlamını, taşıdığı değerleri, Atatürk’ün aziz mirasını yaşatmak bu kadar yüzeysel bir kutlamayla sınırlı kalmamalı.
Özgürlük, bağımsızlık ve eşitlik gibi kavramlar, Cumhuriyet’le hayat buldu. Atatürk ve silah arkadaşları, bizi bu bağımsızlığa ulaştırabilmek için vatanlarını, ailelerini, hatta canlarını ortaya koyarak savaş verdiler. Gençlerimiz bu bağımsızlık hissini anlamadıkça, Cumhuriyet’in onlara kattığı değerin farkına varmadıkça, kutlamalar ne kadar anlam taşıyabilir ki?
Cumhuriyet, halkın kendi kendini yönetme iradesidir. Egemenliğin kaynağının milletin kendisi olduğu, her yurttaşın eşit olduğu, kimseye ayrıcalık tanınmadığı bir düzendir. Dolayısıyla genç nesillerimize Cumhuriyet’i anlatırken, onların zihninde bu değerleri işlemenin önemi büyüktür. Onlara sorular sormalıyız: Neden özgürlüğü bu kadar önemsiyoruz? Niçin egemenlik kayıtsız şartsız millete ait olmalıdır? Cumhuriyet, yalnızca bir rejim değil; her bir bireyin, ülkenin geleceğinde söz sahibi olduğu bir düşünce biçimidir. Özgürlüklerin kıymeti bilinsin, yasaların adalet için var olduğu anlatılsın ve herkesin hukuk önünde eşit olduğu vurgulansın diye Cumhuriyet vardır.
Bu anlamlı günün daha derin bir idrakle kutlanması için bazı öneriler olabilir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinde, Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına, Cumhuriyet’in anlamına dair konuşmalar yapılmalı; Cumhuriyet dönemi kazanımlarını anlatan sergiler, paneller, belgesel gösterimleri düzenlenmeli. Okullarda Cumhuriyet değerlerini gençlere işleyen drama ve tiyatro etkinlikleri yapılabilir. Çocuklarımız, Cumhuriyet’in onlara neler kazandırdığını anladıkça bu mirasa sahip çıkacak, onu koruma güdüsüyle hareket edecektir.
Şanlı Cumhuriyet’imizin 101. yılında, ruhumuzda bağımsızlık aşkını bir kez daha canlandırmanın zamanı geldi. Bu bayram, yalnızca bir eğlence, bir gösteri değil; Cumhuriyet’in, milletimizin ortak değeri olduğunun farkına varma, bu değerin bize kattıklarını idrak etme vaktidir. Ne mutlu Türküm diyene!