ANKARA-BHA
2024 4. çeyrek büyüme rakamlarını değerlendiren Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, “Mevcut konjonktüre rağmen büyüme rakamları umut verici ancak, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme için; yatırım ortamının iyileştirilmesi ve finansmana erişimin kolaylaştırılması ülkemizin uzun vadeli büyüme potansiyelini artıracaktır” dedi.
Ramazan ayı öncesi fahiş fiyat denetimleri sıklaştırıldı
Başkan Ardıç, açıklamasında şunları kaydetti:
“Büyümeye sınai üretimin değil, özellikle iç talebin ve inşaat sektörünün kaynaklık ettiğini görüyoruz. Sanayi sektörü sınırlı artarken, hane halkı tüketimi %3,7 arttı. Oysa ülkemizin istikrarlı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması için sınai üretime büyük önem verilmesi gerekiyor.
Dezenflasyonit süreçte uygulanan politikalar, sektörler arasında farklılaşırken, özellikle sanayi sektörü üzerinde baskı oluşturuyor. Sanayi sektörü büyümesi, GSYH büyümesinin oldukça altında kalmıştır.
Harcamalar bakımından değerlendirildiğinde, tüketim harcamaları bir önceki çeyreğe göre bir miktar artmış olmakla birlikte, dördüncü çeyrekte de yüksek seyretmiştir. Büyümeye tüketimin kaynaklık etmeye devam ettiğini görüyoruz. Net ihracatın büyümeye katkısı sınırlı. Bir önceki çeyreğe göre net ihracatın büyümeyi katkısının azaldığını görüyoruz.
Diğer taraftan bir önceki çeyreğe göre gayri safi sabit sermaye oluşumunun GSYH içindeki payının gerilemiş olması, ekonominin üretim tarafındaki yavaşlamaya işaret ediyor.
Mevcut konjonktüre rağmen büyüme rakamlarının umut verici ancak, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme için; yatırım ortamının iyileştirilmesi ve finansmana erişimin kolaylaştırılması ülkemizin uzun vadeli büyüme potansiyelini artıracaktır.
Sanayi sektörünün yeniden ivmelenmesi için rasyonel ekonomik politikalarla birlikte yapısal reformlar da vakit kaybetmeden hayata geçirilmelidir. Özel sektör ve kamu iş birliği içinde, daha güçlü bir sanayi ekosistemi oluşturmamız gerekiyor. Bununla birlikte, yüksek enflasyon, finansmana erişim zorlukları ve küresel tedarik zincirlerindeki aksaklıklar gibi risklerin yakından takip edilmesi gerekmektedir. Bu noktada, sanayimizin ihtiyaç duyduğu destek mekanizmalarının hayata geçirilmesi ve kalıcı çözümler üretilmesi kritik önemdedir.
2025 yılı için makroekonomideki en önemli konu enflasyon olmaya devam edecektir. Enflasyonla mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürülmesini doğru buluyoruz. Sürdürülebilir bir büyüme için düşük enflasyon en önemli ön şarttır.
Sağlıklı büyüme; üretim odaklı, yüksek katma değer yaratan ve ithalata bağımlı olmayan bir üretim modeli ile gerçekleşir. Sürdürülebilir bir enflasyon ve faiz düzeyinde ülkemiz ekonomisine olan güvenin tesis edilmesi; potansiyele yakın büyümeye ulaşmada katkı sağlayacaktır.”
