Sadece birkaç hafta içinde takvimler 2024’ten 2025’e geçecek. Bu, yeni yıl için umut verici bir iyimserliğin ortaya çıkacağı, beraberinde de bol bol düşünmeye vakit olacağı bir dönem olacak.
İster uçan otomobiller, ister son derece gelişmiş yapay zeka isterse de tıpta çığır açan bir tedavi yöntemi olsun, 2025’te ortaya çıkacak her inovasyon, veri odaklı, aynı derecede yenilikçi bir BT temeli üzerine inşa edilecek. Veri merkezinde, bulutta veya uçta depolanması, yönetilmesi ve erişilebilir hale getirilmesi gereken veri… İnsanlığın geleceğinin veri depolamaya bağlı olduğunu söylemek çok mu abartılı olur? Hiç de öyle değil…
Veri depolama alanındaki gelişmelere ayak uydurabilme yeteneği, bu cesur ve yeni dünyada rekabette fark yaratan bir unsur olacak. Gelin, 2025’te dikkat edilmesi gereken beş trende göz atalım:
1. Gelişmiş yapay zeka modelleri, depolama büyümesine yön verecek
Veri üretimi ve tüketiminin hızla arttığı ve kuruluşların bu verilerden hızla değer elde etme baskısıyla karşı karşıya olduğu açıkça bilinen bir gerçek. Gelişmiş yapay zeka teknolojilerine yoğun yatırım yapmayı hedefleyen yenilikçi şirketler, bu verilerin nasıl oluşturulduğuna, yönetildiğine ve güvenli bir şekilde erişildiğine daha yakından bakacak. Daha yüksek performans, daha düşük güç ve ölçekte daha yüksek kapasite yoluyla verimlilik, veri depolamanın AI Data Cycle – Yapay Zeka Veri Döngüsü içindeki kritik aşamalar için olanak sağlayan bir teknoloji haline gelmesiyle birlikte temel itici güçler olacak. GPU doğrudan mimarilerini mümkün kılan NVMe-oF™ gibi yeni mimariler ve yüksek kapasiteli HDD’ler ve QLC SSD’lerdeki gelişmeler, depolama optimizasyonunu desteklemeye devam edecek ve kuruluşların yapay zeka uygulamalarından en yüksek değeri elde etmelerini sağlayacak.
2. Sürdürülebilir veri depolama girişimlerine odaklanmaya devam edeceğiz
Hemen hemen her sektör, gezegenimizi daha iyi hale getirmek için yeni, uzun vadeli sürdürülebilirlik girişimlerini ve en iyi uygulamaları hayata geçiriyor. BT yöneticileri ve veri merkezi mimarları için yeni veri akışını yönetmek, depolamayı optimize etmenin, depolama alanını daha verimli, daha etkili hale getirmenin ve toplam sahip olma maliyetini (TCO) düşürmenin yollarını sürekli olarak aramayı teşvik edecek. Buna, depolanan her TB veri başına daha az güç tüketen ve enerji ve soğutma maliyetlerinin azaltılmasına yardımcı olan daha yeni HDD ve SSD’ler gibi enerji açısından verimli depolama teknolojilerine yatırım yapmayı da içeriyor. Veya çoğaltma ve sıkıştırma gibi veri yönetimi uygulamaları; ek olarak verilerin doğru depolama katmanında optimize edilmesine yardımcı olabilecek veri yaşam döngüsü yönetimi uygulamaları da mevcut pratikler arasında sayılabilir. Depolama altyapıları kurulurken hangi depolama teknolojilerinin bu dahili sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada size yardımcı olacağını bilmek, kritik öneme sahip olacak.
3. Gelişen kullanım senaryoları, bölünmüş ve hibrit depolama çözümlerini teşvik edecek
Günümüzün gelişen depolama ihtiyaçları, özellikle AI Data Cycle – Yapay Zeka Veri Döngüsü bağlamında kurumsal müşterilerin veri yönetimine yaklaşımını dönüştürüyor. Yüksek kapasiteli depolama çözümleri, maliyet açısından etkili, büyük ölçekli veri saklamaya odaklanırken, hesaplama için optimize edilmiş depolama, performans açısından kritik ve zamana duyarlı uygulamalar için hıza ve düşük gecikmeye odaklanıyor. Pek çok kuruluş, her iki özelliğe de ihtiyaç duyuyor. Hızla değişen bu ortamda, depolama ihtiyaçları arttıkça sadece beyaz etiketli sürücüler satın almak artık yeterli değil. En iyi performans ve verimliliğin sağlanabilmesi için çözümlerin, belirli kullanım senaryolarına göre uyarlanması gerekli.
4. Otonom araç gelişmeleri bulut depolamaya ve daha fazla uç noktaya olan ihtiyacı artıracak
Özellik açısından zengin araç içi eğlence bilgilendirme sistemleri (IVI), gelişmiş sürücü destek sistemleri (ADAS) ve otonom sürüşteki gelişmelerle birlikte NAND flash depolama ihtiyaçları da giderek artıyor. Gerçek zamanlı karar alma için bazı verilerin araçta kalması gerekirken, öğrenme ve iyileştirmelerin çoğu bulutta gerçekleşiyor. Duyusal veriler ve yeni senaryolar buluta yüklenip burada analiz ediliyorken, yeni, daha akıllı yapay zeka algoritmaları, sürekli bir öğrenme döngüsü içinde havadan programlama ile (OTA) araca güncelleniyor.
5. HDD’ler Yok Olmayacak
Hangi açıdan bakarsanız bakın, HDD’ler uzun bir süre daha hayatımızda olacak. Üretilen veri miktarı katlanarak artmaya devam ediyor. Yapay zeka (AI)/makine öğrenmesi (ML), büyük veri ve bulut, genişlemeye ve depolanması gereken daha fazla veri üretmeye devam ediyor. HDD teknolojisindeki gelişmeler, daha önce hiç olmadığı kadar büyük depolama kapasitelerine yol açtı. Depolama çözümleri büyük ölçekte devreye alınırken, en önemli hususlardan biri daha düşük toplam sahip olma maliyeti oluyor. Veri merkezi CapEx ve OpEx gereksinimlerini; güç, bakım, onarımlar ve depolama cihazlarının ilk satın alma maliyeti de dahil olmak üzere hesaba kattığınızda, yüksek kapasiteli HDD’ler en düşük toplam sahip olma maliyetini sunuyor. Daha düşük toplam sahip olma maliyeti sağlayan HDD’ler, kuruluşların verimliliği ve kârlılığı en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olabilir. Bu gerçeği aklımızdan çıkarmadan, HDD’lerin neden kalıcı olduğunu anlamak işten bile değil.
Yarının Yenilikleri Kadar Çevik Depolama Çözümleri
Açıkçası, 2025’in gerçekten ne getireceğini kimse bilmiyor. Ancak veri merkezinin, büyük ölçüde değişen dijital dünyanın giderek dinamikleşen ihtiyaçlarını karşılamak üzere gelişmeye devam edeceği açık. Bu inovasyonu mümkün kılan veri depolama olacak: İnanılmaz atılımlara yol açan verilerin oluşturulması, yönetilmesi, erişilmesi ve işlenmesi için gerekli BT omurgasının sağlanması, her zaman büyük öneme sahip olacak.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı