Günlük yaşamın bir parçası haline gelen stresle başa çıkmada anlamlı ve amaçlı aktivitelerin etkili olduğunu biliyor musunuz? İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Şüheda Özkan, kişiye iyi gelen, yaparken kendini iyi hissettiren aktivitelerin günlük yaşama eklenmesiyle stresle başa çıkmanın kolaylaşabileceğine dikkat çekiyor. Dr. Öğretim Üyesi Şüheda Özkan’a göre, aktivitenin zorluğu ile kişinin becerileri arasında bir denge kurulması önemli. Becerilerle zorlukların ise belli bir orantı içerisinde artması gerekiyor. Özkan, kişilerin yaşamlarını sağlıklı sürdürebilmek için kendine neyin iyi geldiğini bulmanın, keşfetmenin ve ona dahil olmanın önemini vurguladı.
İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Şüheda Özkan, kişiye iyi gelen anlamlı ve amaçlı aktivitelerin stresle başa çıkmada etkili olduğunu söyledi.
Modern yaşamda stresin hayatın ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Şüheda Özkan, “Modern toplumlara ve çağımıza damgasını vuran hız, tempo ve performans kavramları, stresi günlük yaşantımızın neredeyse ayrılmaz bir parçası ve olağan bir işleyişi haline getirmiştir. İnsan organizması gün içerisinde sürekli iç ve dış etkenlerle etkileşim halindedir. Her an aldığı uyaranlar belli bir sınırı geçtikten sonra organizmanın uyumunu bozar. Bozulan yapıyı onarmak için, organizma uyum, denge, düzen arayışına girer. Buna stres adı verilir” dedi.
Anlamlı ve amaçlı aktivite deneyimlerle keşfedilmeli
Stresle başa çıkmada anlamlı ve amaçlı aktivitelerin rolü olduğunu kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Şüheda Özkan, “Anlamlı ve amaçlı aktivite, kişisel veya kültürel olarak kişiye özgü belirli bir hedefi gerçekleştirmesine olanak sağlayan ve belirli bir çevresel bağlamda kişiye özgü ihtiyaçlar ve ilgi alanları tarafından belirlenen aktiviteler olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla bu aktiviteleri kişi kendisi deneyimler yoluyla keşfetmelidir. Kişinin rahatlamasını sağlayan aktiviteler bir tane olabileceği gibi birden çok da olabilmektedir” diye konuştu.
Büyük bir tutkuyla yapılan iş keyif veriyor
İnsanların büyük bir tutku ile işlerini yapmasının önemine işaret eden Özkan, “Psikolojide ‘Akış Teorisi’ olarak adlandırılan kuramın kurucusu olan Mihaly Csikszentmihályi ve araştırma grubu, insanların iyi oluşunda neyin önemli olduğunu araştırmak amacıyla birçok çalışma yürüttüler. İlk olarak sporcuların ve sanatçıların katılımıyla yürüttükleri çalışmalarda, kişilerin büyük bir tutku ile işlerini yaptıklarını ve deneyimin kendisinin keyif verici olmasının, bu aktiviteleri uzun yıllar sürdürmelerinde etkili olduğunu gözlemlemişlerdir. Çalışmalarını daha geniş bir popülasyon üzerinde yaptıklarında ise optimum deneyim ve akış durumu olarak adlandırdıkları bu durumun kültürel farklılıklardan bağımsız olarak her yaş grubundan insanlar tarafından aynı şekilde tanımlandığını vurgulamışlardır. Sonuç olarak akış teorisi olarak adlandırılan kuram hem klinisyenler hem de kişiler için sağlıklı yaşamın desteklenmesinde ve stresle başa çıkmada yaygın olarak tercih edilen bir strateji haline gelmiştir” diye konuştu.
Aktivitelerde zorlukların artması, başa çıkma becerisini geliştiriyor
Aktiviteleri stresle başa çıkmada bir strateji olarak kullanmanın insanoğlunun yüzyıllardır yapageldiği bir şey olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Şüheda Özkan, burada önemli bir noktanın aktivitenin zorluğu ile kişinin becerileri arasında bir denge kurulması olduğunu belirtti.
Dr. Öğretim Üyesi Şüheda Özkan, şunları söyledi: “Becerilerimizle zorlukların belli bir orantı içerisinde artması gerekir. Bu da bizim akışta kalmamızı sağlayan etmenlerden biridir. Eğer aktiviteden kaynaklanan zorluk derecesi, bizim becerimizi aşarsa endişe, hayal kırıklığı ve daha fazla stres hissetmemiz kaçınılmazdır. Tam tersi olarak aktivite bizim için çok kolay ve herhangi bir geribildirim, öz kontrol duygusu hissettirmiyorsa sıkılma hissine yol açacaktır. Dolayısıyla belirli miktarda stres daha doğrusu zorluk ve başa çıkma gereksiniminin akış deneyimleriyle bağlantılı olduğu, dikkatimizin içinde bulunduğumuz aktivitede olmasının ve zaman olgusunun kaybolmasının, anlamlı ve amaçlı aktiviteler yoluyla stresle başa çıkmamızı sağladığı yapılan çalışmalarda vurgulanmıştır.
Aktivitelerdeki zorluk, kişinin becerisi ile aktivitenin kendisinden kaynaklanan talepler arasındaki dengeyi ifade etmektedir. Kişinin aktivite üzerindeki kontrolü ve ilişkin becerisi arttıkça aktivite de zorlaştırılır. Buna örnek olarak bir enstrüman çalma deneyimini ele alalım: İlk başta o enstrümanı nasıl tutacağınızı ve temel notaları öğrenirsiniz. Bir anda beste çalmaya geçmek beceri seviyenizi aşar ve daha çok strese neden olur. Ancak zamanla enstrüman üzerinde hakimiyet kazandıkça, bedeninizi enstrümanı çalma sırasında kontrol etmeyi öğrendikçe giderek daha zor besteler çalabilir hatta zaman geçtikçe kendinizi daha da zorlamak isteyebilir ve hatta kendi eserinizi bile besteleyebilirsiniz. Hepimiz dahil olduğumuz aktiviteler üzerinde kontrol kazandıkça bir sonraki zorluk derecesini doğal olarak yapmak isteriz. Çünkü beyinlerimiz de aynı bu ilkeyle gelişir.”
Aidiyet duygusu ve başarı hissi yaratmalı…
Anlamlı ve amaçlı aktivitenin, kişide aidiyet duygusu yaratan, başarı hissi sağlayan, geçmiş deneyimler ile mevcut becerilerin etkileşimini içeren aktiviteler olarak tanımlandığını belirten Özkan, anlamlı ve amaçlı aktivitenin kişiye özgü olup serbest zaman aktiviteleri olabileceği gibi üretkenlik aktiviteleri de olabileceğini söyledi. Özkan, “Örneğin bir kişi için resim yapmak hobi amaçlı olup kişinin stresle başa çıkmasına yardımcı olabilirken, mesleği ressam olan biri için de bu resim yapma aktivitesi rahatlama, stresle başa çıkma ve akış deneyimlerini yaratıyorsa anlamlı ve amaçlı bir aktivitedir” dedi.
Aktivite nasıl olmalı?
Dr. Öğretim Üyesi Şüheda Özkan, aşağıdaki özelliklere sahip aktivitelerin kişide stresle başa çıkmaya yardımcı olabileceğini söyledi:
Bize neyin iyi geldiğini bulmak önemli
Kişinin yaşamı boyunca başına gelen birçok olayın kendi kontrolü dışında gelişebileceğini, bu durumların hepsinin iyi ya da kötü hissetmede etkisi olduğunu belirten Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Şüheda Özkan, kişinin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için kendisine neyin iyi geldiğini bulmasının, keşfetmesinin ve buna dahil olmasının önemine vurgu yaptı.
Bilgi: Ayşegül Arıkan Erben / İstanbul Atlas Üniversitesi / 0555 367 30 04 / [email protected]
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı