enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5176
EURO
36,4214
ALTIN
2.963,66
BIST
9.142,22
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Az Bulutlu
17°C
Samsun
17°C
Az Bulutlu
Cuma Çok Bulutlu
26°C
Cumartesi Yağmurlu
8°C
Pazar Hafif Yağmurlu
8°C
Pazartesi Çok Bulutlu
8°C

BEKLENEN “ EĞİTİM REFORMU” BU MU?

17.06.2022
35
A+
A-

BEKLENEN “ EĞİTİM REFORMU” BU MU?

M. HALİSTİN KUKUL

Son günlerde yaygın bir ‘hava’ estiriliyor ki, sanırsınız, millî eğitimimizin bütün sıkıntıları çözülmüş;

artık, dünya devletleri arasında, erişilmez bir mertebeye ulaşmışız.

Okuyalım!..

“Devrim niteliğinde karar….Köylerde zil sesi…Eğitimde bomba gelişme….Sessiz devrim…Köy yaşam

merkezleri kuruluyor!..Köy okulları açılacak!..”

Peki ne olmuş?

Olan şu: Millî Eğitim Bakanı, Samsun’un Atakum İlçesi Alanlı Mahallesi’nde, eskiden kalma tek

katlı bir okul binasına “Matematik ve Tabiat Okulu” adını vererek, burayı hizmete açtı.

Alanlı, Samsun merkezine, takriben 15 km’dir. Tabiî ki, burası asla, ‘köy’ değil, mahalledir. ‘Köy’

kelimesi gibi zarîf, Türkçe bir kelimeyi kullanmak ve köylü gibi üstün bir vasfa sâhip olmak ayrıca

saadettir. Fakat, ne yazık ki, hepsini “mahalle” yaptılar!..

Senelerdir, “ taşımalı” (ki, ben, buna dolmuşçu diyorum)sistem, âcilen kaldırılmalıdır, diye

yazıyorum. Kaldırılma sebeplerini de tek tek kaleme aldım. Bir tek, yalvarmadığım kaldı. Yazık, günâh

oluyor, dedim.

Ayrıca; hem veliler ve hem de okul idâreleri, memnuniyetsizliklerini dile getirmelerine rağmen,

hiçbir tedbir alınmadı. Peki; bu yapılan ‘tedbir” midir? Elbette ki, hayır!..

Şimdi ise, “inkılâpçı” değil de, “devrim niteliğinde, bomba gibi, sessiz devrim” ifadeleriyle ve

“hayat merkezleri” değil de, “yaşam merkezleri” kuruluyor MUŞ!!!

Bir de, “en az 5 çocuk bulunması hâlinde, ana sınıfı açılacak” MIŞ!!!

Hakîkaten imrenilecek (!) bir durum!..

Sekiz milyonu aşan üniversite gençliğin hem tahsil hayatında sıkıntıda ve hem de mezun

olduktan sonra iş aramakla meşgûl; öğretmenlerin, mesleklerini icrâ edemez olmuş; dünya, her

anabilim dalında seni fersah fersah geçmiş, siz, Alanlı Mahallesi’nde, büyük keşiflere (!) imza atarak

“Matematik ve Tabiat Okulu” açıyorsunuz!..Bin yaşayın!!!

“Millî Eğitim; Devlet’i p(i)lânlama, insan istihdamını ayârlama merkezidir. Ve tek tek/fert fert, her

kişinin, ‘kaabiliyet, zevk, istidat, zekâ, aklı kullanma becerisi ve isteği/arzusu istikametinde, Devlet’in

kendisine yol açması/yol aralaması, ona, mümkün olan şartları temin ederek âdil bir şekilde fırsat

eşitliğini sağlayarak hazırlamasıyla ‘vazifeli’dir.” (Bknz. M. Halistin Kukul, Millî Eğitim, Millî Birlik ve

Kalkınma, wwwkapsamhaber.com-05 Ağustos 2020)

2002’den beri, dokuz Millî Eğitim Bakanı değişti. Hep “reform” konuşuldu. Herhâlde, bu, “reform”

adına, Alanlı’da, “Matematik ve Tabiat Okulu” açmayla sağlanacak!..

Cumhurbaşkanı bile, “eğitim ve kültür” sahalarında yeterli olmadığımızı ifade ediyor da, Millî

Eğitim Bakanı’nın, bir mahalle okulunu açması büyük bir ‘reform/devrim’ olarak görülebiliyor,

hayret!,.

Bakınız; Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak, son dört yılda yapılan açıklamalara:

* “Sadece iki alanda arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamamış olmamızdan fevkalâde üzgünüm,

bunlardan biri eğitimdir, diğeri kültür sanatttır”. (Hürriyet Gündem, 28 Aralık 2016).

* “Elde ettiğimiz başarılar önemlidir fakat buna rağmen eğitim ve kültür konusunda tam istediğimiz

seviyeye henüz ulaşamadığımıza inanıyorum”. (Basın: 02.04.2018)

*“Türkiye, geçen 17 yılda her alanda en büyük yatırımlara, en büyük eserlere, en büyük hizmetlere

kavuşmuştur. İki konuda nispeten hedeflerimizin gerisinde kaldık; biri, insan yetiştirme olan eğitim

diğeri insanı zenginleştirme olan kültür, sanattır”. (Hürriyet Gazetesi, 08 Eylül 2019, Sf. 12)

Ve; 2019-2020 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılışında ise, Cumhurbaşkanı şunları söylüyor:

“Almanya’da yükseköğretim öğrenci sayısı ne biliyor musunuz? 3 milyon, bizde 8 milyon.

Almanya’nın nüfusu bizim nüfusumuzla hemen hemen aynı ve Sayın Şansölye bunu öğrenince, ben

bunu bilmiyordum, dedi. Nitelik noktasında aşmamız gereken şüphesiz ki bir mesafe var”.(Basın: 18

Eylül 2019)

Cumhurbaşkanı, bu husustaki son beyanında, şöyle demektedir:

* “Ülkemizin geçmişten bugüne eğitim sistemi, çocuklarımıza sadece maddi bilgi yükleme üzerine

kuruludur. Her okul seviyesinde öğretime ağırlık verilirken, eğitim kısmı ihmal edilmiştir. Özellikle

medyanın etkisiyle aile dâhil geleneksel eğitim yapılarının gücü azalırken, yerine daha iyisi

konulamamıştır. Evlatlarımızın zihin ve gönül dünyalarındaki boşluk da Batı merkezli popüler kültür

ürünleriyle veya sapkın akımların hezeyanlarıyla doldurulmuştur. Bunun için önümüzdeki dönemde

önceliğimizi aileden başlayarak eğitim öğretim hayatları boyunca evlatlarımızı hakkıyla yetiştirmek

olarak değiştirmemiz şarttır. Bu değişim sıradan bir müfredat tadilatının ötesinde topyekûn bir eğitim

öğretim reformunu gerektirir”. (HABER TÜRK-19. 10.2020)

Peki; Alanlı Mahallesi’ndeki okul, bu söylenenlerin neresindedir?

2020 yılında yayınlanan “Millî Eğitimde Reform” (Tamamı için, lütfen, Bknz. M. Halistin Kukul,

wwwkapsamhaber.com-01 Kasım 2020) başlıklı makalemde nelere temas etmişim, hulâsa edeyim:

Millî Eğitimin esas unsuru öğretmendir. Bunun için, âcilen “Öğretmen Okulları” açılmalıdır.

Öğretmen Okulları, Öğretmen/Eğitim Fakültelerine öğrenci yetiştirmelidir.

Taşımalı/dolmuşçu sisteme âcilen son verilmeli; köy/mahalle okulları âcilen/hemen açılmalıdır.

Askerî Liseler açılmalı ve Harp Okullarına temel teşkil etmelidir.

İmam Hatip Okulları, İlâhiyat Fakültelerinin ön kuruluşları olmalıdır.

K(ı)lâsik liseler, kendi içinde Fen-Edebiyat-Toplum Bilimleri, San’at Eğitimi… gibi bölümlere

ayrılmalıdır.

Meslek Liseleri, tamamen meslekî öğrenime yönelmelidir. Diğer derslere çok sathî olarak yer

verilmelidir.

Okullardaki ders sayıları azaltılmalı ve ders kitapları mevcut hantal yapılarından kurtarılmalıdr.

Sâdece Türkçe ve Edebiyat derslerinde değil, her ders kitabı, anlaşılır “İstanbul Türkçesi”yle

yazılmalı, yabancı kelime ve uydurukçaya asla yer verilmemelidir.

Yabancı dil öğrenimi, “İngilizce” hâkimiyetinden çıkarılmalıdır.

İlkokuldan itibaren mecbûrî “İngilizce” dersi hemen ve âcilen kaldırılmalıdır.

İngilizcenin yanında, Japonca, Rusça, Çince, İspanyolca, Arapça, F(ı)ranszca ve Almanca gibi

dersler -mecbûrî olmaksızın”, “seçmeli olarak”, okutulmalıdır.

Kılık kıyafete çekidüzen verilmelidir. Başıboşluktan ve başıbozukluktan kurtarılmalıdır.

Bunların hangisine cevap verilebilmiştir? Hiç, değil mi?

İnsan yetiştirmek mukaddes bir vazifedir. Çünkü o; “en güzel biçimde yaratılandır” ve “en şerefli

varlık”tır.

Ona gösterilmesi gereken ihtimam, Türk milletine ve bütün insanlığa gösterilmiş demektir. Buna,

her ferdimizin riayet etmesi gerektiği gibi, vazifelilerin de, mutlaka yapmak/yerine getirmek

mecburiyeti vardır.

Wwwkapsamhaber.com-16 Haziran 2022-22.35

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

sanalbasin.com üyesidir