enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
37,9645
EURO
41,1400
ALTIN
3.793,23
BIST
9.659,48
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Çok Bulutlu
21°C
Samsun
21°C
Çok Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
23°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
14°C
Perşembe Çok Bulutlu
12°C
Cuma Hafif Yağmurlu
14°C

Zakir Avşar’dan İBB ve yolsuzluk soruşturmaları üzerine değerlendirme

Zakir Avşar’dan İBB ve yolsuzluk soruşturmaları üzerine değerlendirme
28.03.2025
4
A+
A-

ANKARA-BHA

Prof. Dr. Zakir Avşar, “CHP’nin heybesinde büyüklü küçüklü turplar…” başlıklı yazısında şunları ifade etti:

“Metaforlar, atasözleri, deyimler, özlü sözler, şiirler meramı ifade için sıklıkla başvurulan yollardır…

Siyasetçiler, yerli yerinde ve sık kullanırlar. Hele siyaset ustaları, taşı gediğine oturtmak, meseleyi büyük kitlelere anlatmak, hatta mal edebilmek için daha fazla başvururlar…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hem bir hitabet ustasıdır, hem de şiiri, atasözünü siyasi konuşmalara dercetme ustasıdır…



ASO Başkanı’ndan uyarı: Yüksek faiz yatırım iştahını azaltıyor

Nitekim, geçmişte AK Parti’nin Konya 8. Olağan İl Kongresi’nde gündemde olan yolsuzluk, yozlaşma eksenli soruşturmalara değinerek ‘daha turpun büyüğü heybede” demişti…

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu cümleyi kullanınca doğal olarak “altından ne çıkacak?” soruları sorulmaya başlandı…

Rahmetli Demirel’de zaman zaman “heybedeki turplar”dan bahseden konuşmalar yapardı. Yine konu yolsuzluk, yozlaşma olurdu. Yine toplumsal tansiyonun yükseldiği, temiz toplum arzularının, açıklık, şeffaflık ve hesap verebilirlik konularında haklarında şaibe olanların gündemi değiştirmek için dolambaçlı yollara saptığı zamanlara denk gelirdi…

Demirel merhum kendi döneminde yapılanları edilenleri, mücadeleleri anlatırken bir hikâyecik nakleder: “Adam, Aydın pazarına turp getirmiş, bir köşede satıyor. Fakat turplar yamuk ve küçük… Turpları bir türlü satamıyor. Yan tezgâhlarda daha düzgün ve parlak turplar var, onlar hemen alıcı buluyor. Adam bakıyor ki elindeki mal işe yaramıyor, küçük turpları bırakıyor ve çuvalın dibinden büyüğünü çıkarıyor. Alıcılar bunu görünce hemen doluşuyor. Ama adam diyor ki: ‘Dur bakalım hemşerim, turpun büyüğü heybede!’”

Rivayet muhtelif, sözün kaynağı ile ilgili… Bir gün köy ahalisi, bir çiftçinin heybesini taşıdığını görür ve heybenin doluluğunu fark ederek ne olduğunu sorar. Çiftçi ise “Turpun küçüğünü yedik, büyüğü heybede,” diyerek kısa bir cevap verir. Ancak bu söz, köylüye farklı bir çağrışım yapar. Büyük ve çözülmesi zor bir mesele olduğu anlaşılır.

Bu söz, “Görünenin ya da bilinenin ötesinde daha büyük şeylere” işaret eder… “Gizlisi, saklısı olan işlerin yakında aşikâr olacağını” ifade eder… “Bilinen, ortaya çıkan ve var olanın aksine esas büyük olanın, ilginç olanın, odak olması gerekenin belirgin hale geleceği” süreci anlatır…

Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi çalkalanıyor. İçinden çıkmaya uğraştığı büyük bir sarmal var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ekrem İmamoğlu merkezli, diğer belediyelerde de bir şekilde var olduğu iddia edilen yolsuzluk, yozlaşma, kötü yönetim şaibeleri…

Şaibeler partinin 38. Olağan Kurultayı’nda genel başkan değişikliğini gerçekleştirecek ölçüde delegelerin “iknasını” temin edecek, 13 yıllık genel başkanın “sırtından hançerlendiğini” söyleyecek, aydınlatılmasını isteyecek kadar büyük…

Yürütülmekte olan ve başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere pek ismin tutuklanıp görevden uzaklaştırılmasına yol açan yolsuzluk ve terör başlıklı soruşturmalar ekseninde “Acaba turpun büyüğü bu mu imiş?” diye düşünülürken, şimdi Cumhurbaşkanı yeniden heybeye ve turpa işaret etti…

“Bundan daha büyük turp ne olabilir ki?” Bekleyip göreceğiz…

Fakat şunu da takdirle karşılamak lazım, CHP öyle bir gündem değiştirip, dönüştürüyor ki, ülke ne temiz toplum tartışabiliyor, ne meselenin sahtecilik, yolsuzluk, kötü yönetim, kamusal kaynakların buharlaştırılması, ne rüşvet, ne irtikâp, ne ihaleye fesat karıştırma gibi konulara yoğunlaşabiliyor…

Merhum Nasrettin Hoca yaşasa olan bitene “kavuk çıkarır” ve derdi ki, “ne oluyor, hırsızın hiç mi suçu yok!”

Olaylar birden bire sokak çağrılarına, oradan şiddete, vandallıklara ulaştı; şaibeli diplomalar, usulsüz işlemler, belediye üzerinden kamusal kaynakların suiistimali gibi konular için sokağa çıkması gereken insanlar tersine, bu iddialarla malum kişilere kendilerini siper etmeye başladılar…

Konunun siyasallaştırılması çabaları iç kamuoyunda çok da başarılı olmasa da görünen o ki, CHP içi kavga açısından Özgür Özel’e bir alan hakimiyeti sağladı…

CHP Genel Başkanlığı için kendisini siyasete taşıyan Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı İmamoğlu ile işbirliğini yapan Özel, genel başkan kalmak için de ülkeyi yakmayı, insanları birbirine düşürmeyi göze almış vaziyette…

Konularla illiyet bağı kurulmayacak birtakım işletmelere yönelik saçma sapan boykotların, protestoların CHP Genel Başkanı’nın ağzından ortalığa saçılması nedir? Üstelik keyfilikte sınır yok! “Boykot edeceğiz” dedikleri işletmenin kime ait olduğunu bilmeyip ertesi gün, “özür dileriz, yanlış biliyormuşuz” ciddiyetsizliğini neyle izah edebilirler?

Hadi buraya kadar iyi diyecektik ki, yine orada durmadı, ülkeyi yabancılara şikâyet etme, adli süreçteki konuların “uluslarasılaştırılması”, hatta ötesinde sanki Türkiye vesayet altında imişçesine İngiltere’nin müdahalesini istemeye kadar götürdü… Merhum Rıza Nur anılarında yazar bu neviden çocukça bir hatıralarını, Meşrutiyetin ilanı amacıyla II. Abdülhamit’e karşı gösterilerde gençlik olarak İngiltere Büyükelçiliği’ne kadar gidip, onlardan nasıl yardım istediklerini, ama derin bir pişmanlıkla…

Bu ise daha da aşağı derecede bir şey… Hırsızlık, sahtekârlık, yolsuzluk, yozlaşma, terör ilişkileri ile ilgili soruşturmanın önüne geçmek için İngiltere’den yardım, destek talebi… Fesuphanallah…

Turplar çıkıyor, ama sadece yolsuzluk olarak değil, bir de böyle yolsuzluktan, şaibeden arınma çabası yerine işi arsızlığa vurma, gündemi değiştirme, algı ile olan biteni örtbas etme, fırsatçılık, birbirlerinin kuyusunu kazma, ülkeyi yabancıların kontrolüne sokma çabası olarak çıkıyor…”

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

sanalbasin.com üyesidir