# Türkiye Hayvancılığında Tehlike Çanları: Yerli Irklar Yok Oluyor, İthalat Bağımlılığı Artıyor
**Spot:** Yerli sığır ırklarının sayısındaki dramatik düşüş ve ithalata bağımlılık, Türkiye hayvancılığının geleceğini tehdit ediyor. Uzmanlar, sürdürülebilir bir gelecek için yerli ırkların korunması ve ıslah edilmesinin hayati önem taşıdığını belirtiyor.
**Giriş:** Türkiye’de hayvancılık sektörü, ithalata dayalı politikalar nedeniyle kritik bir dönemeçten geçiyor. Uzmanların uyarılarına göre, yerli ırkların sayısındaki hızlı düşüş, sektörde telafisi zor sonuçlar doğurabilir. Özellikle iklim değişikliği ve olası hayvan hastalıkları riskleri göz önüne alındığında, yerli gen kaynaklarının korunması büyük önem taşıyor.
**Yerli Irkların Azalan Varlığı ve İthalat Bağımlılığının Artması**
Yüksek Ziraat Mühendisi ve eski İzmir Ziraat Odası Başkanı Ferdan Çiftçi, 2024 yılı verilerine dayanarak yaptığı açıklamada, Türkiye’deki büyükbaş hayvan varlığının sadece %5,3’ünü yerli ırkların oluşturduğunu belirtti. Mevcut durumda 17 milyonu aşan büyükbaş hayvan varlığının sadece 938 bini yerli ırklardan oluşuyor. İthal hayvanlar ve melez ırklar ise toplamın önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bu durum, hayvancılıkta dışa bağımlılığı artırırken, genetik çeşitliliğin azalmasına neden oluyor.
**Yerli Irkların Önemi ve Genetik Riskler**
Çiftçi, yerli ırkların, iklim değişikliği ve hayvan hastalıkları gibi risklere karşı bir “genetik sigorta” görevi gördüğünü vurguladı. ❝Üretim artışı elbette önemli, ancak yerli ırklar bizim genetik sigortamız. Onları korumazsak hem biyolojik çeşitliliğimizi hem de gıda egemenliğimizi kaybederiz. İthalata dayalı, sadece verim odaklı politikalar sürdürülebilir değildir,❞ dedi. İthal hayvanlar verimliliği artırsa da, yerel koşullara adaptasyon yetenekleri daha zayıf olduğu için uzun vadede risk oluşturuyor.
**Üreticilerin Zor Durumu ve Tüketicinin Et ve Süt Erişimindeki Sıkıntılar**
Çiftçi, hayvancılık sektöründe yaşanan krizlerin temel nedenlerine de değindi. Üreticilerin yüksek girdi maliyetleri ve düşük ürün fiyatları arasında sıkışması, üretimden kopmalarına ve kırsaldan kente göçe neden oluyor. Bu durumun, uzun vadede emeğin ucuzlamasına yol açabileceğini belirten Çiftçi, tüketici tarafında da et ve süt ürünlerine erişimde sorunlar yaşandığını ifade etti. ❝Üreticiler üretimden kopuyor, kırsaldan kente göç artıyor. Bu da uzun vadede emeğin ucuzlamasına yol açacak. Diğer yandan tüketici de et ve süte erişemiyor; çocuklarda beslenme yetersizliği kaynaklı gelişim bozuklukları konuşulur hale geldi,❞ şeklinde konuştu.
**Sürdürülebilir Hayvancılık İçin Çözüm Önerileri**
Ferdan Çiftçi, hayvancılığın geleceği için yerli ırkların ıslah edilerek üretim sistemine yeniden kazandırılması gerektiğinin altını çizdi. ❝Yerli ırklarımızın adaptasyon gücünden yararlanmak zorundayız. Bu yapılmazsa hem üretim zincirinde dışa bağımlılık artar hem de tarımsal üretim tamamen ithalata mahkûm hale gelir,❞ diyen Çiftçi, sürdürülebilir bir hayvancılık için yerli gen kaynaklarının korunması ve geliştirilmesinin önemine dikkat çekti.