TERAPI ODASINDAN
Merhaba kendim ben geldim
Korkma korkma aksilik yok
aklımı başıma aldimda geldim…
Elinden tutup tüm suskunların
Yaralarım kanarken koşmayı degil,durup sarmayı öğrenince geldim…
Geciktim Degilmi?
Terapistim hiç bir şey için geç değil diyor
Anavatana sıla-i rahim mutlaka yapılır diyor
Gerçek anavatanımın sen olduğunu öğrenince sana geldim….
Hani canımı acıtan büyükannemin ucu yanık tarağı varya
Onda kalan saçlarımı kurtarmaya geldim,
Tabanı sağlam olsun diye ayakkabımın içine koyulan keçenin canimi acıtan hissini dağıtmaya geldim,,,
İyilik olsun diye yapılan ögütlerin
Annemde oluşan stresinin bize inen tokatlarını annemin elinden almaya geldim.
Geç kalmadım değil mi?
Var mış gibilerin yok olduğunu öğrendiğim gün kendimi fark ettim,
Çamaşır suyu kokusunun bende bir temizlik değil hezeyan oluşturduğu adının depresyon olan bir bilgiye ulaştığım gün
Apar topar aldım kendimi kendime koştum,,,
Bugün gözlerimi kapadım derin derin nefes almamı söylediğinde terapist
Nefes alıp vermenin bir sanat olduğunu ve benim bu sanatı bilmediğimi keşfettim…
Nefes alıp verince duyduğum sesin benim nefes sesim olmadığını duydum ve
seni güvenli bir yere alalım mı diye sorduğunda kendime güvenli ve umutlu hiç bir yer bulamadığımı fark ettim nihayetinde pelüş oyuncağımın kolundan tuttum hadi dedim kendimize güvenli bir yer bulalım,,,
nereye gideceğimi bilmiyorum ama umutluyuz, dedim fısıltıyla….
Denizi gökyüzünü ve toprağı hissettim yüreğimin minik ayaklarında,
Çocukluk anavatansa burasımıydı benim anavatanım….
Ahhh dedim
Hisset dedi terapist duyumsa
Şuan nefesini ve etrafındaki tüm sesleri
Sağır/mıydım ben sahi duymuyordum duymazdan geliyordum çığlık çığlığa bağıran o küçük çocuğu!
Ağırlığını hisset dedi vücudunu ayaklarını ve dokunuşları
Sahi bu benim mi vücudum ayaklarımı basıyordum vardım ve vücudum ağır ama ruhum dinginlik içindeydi,
sırtımdan ketum bir ağrı geçti sanki bir şerit gibi,
Simdi etrafındaki eşyaları hisset dedi anımsa aklında kalanları
bulunduğum yerde gözüme çarpan tüm görselleri nesneleri anımsıyor hatırlıyor hissediyordum,,
Bir tablo bir biblo birde ben
Küçük bir kutunun içinde tüm çocukluğum ve bize dair renkli tokalar,
renkleri miydi cezbeden yoksa çaresiz bir anımda sunulması mıydı?
Hissettim duyumsadım ve irkildim….
Meğerse nede çok çaresizliğimi bilevleyip keskin hale geçirmişim korku bilevinde,
Onlar ne der diye sırtıma aldığım kaygılarım
Nasılda nasir olmuş düşlerimde,
Yetersiz olduğumu düşündürenlerin meziyetlerimi görmezden gelmeleriymiş içime eziyet olarak sunduğum.
Kendimi sevmek neydi bilmeden
Sevmek teorisi yanlış sunduğummuş bana yara olarak kalan,
Oturduğumda direksiyonu bir araç değil sanki yönlendirme cihazı olarak görmekmiş beni çıkmaz sokaklara sokan,
***
Şeritleri elimde olan bir olay yeri beynim
Kimdi kaosun ortasındaki bu cocuk,
kendi olamayan, suskunluğunu bile dinleyemeyen bu çocuk kimdi?
Sustum
Sustum
Sustum
/PPELÜŞ ELİNİZDE Mİ DEYİNCE TERAPİST/
Nefes aldım hızlıca sıkıca tuttum çocukluğumun elinden
Annemin yük olarak gördüğü ergenliğimi balkondan dışarı bakması için gönderdim
Etrafındaki herkesi süzgeçten geçirirken 20 li yaşlarım ve annemi düşünüyordum sıklıkla
sevdiklerimin başına kendimi ekledim sardım sarmaladım ve hadi dedim kalk bu yol bizim yürüyelim….
Terapist sustu ben nefes aldım
Aldığım nefesti degilmi sahi?
Bir anda tüm benliğimi kilitli olduğu barınaktan özgür bıraktım
duyumsadım hissettim ve An’ı yaşadım
Vardım ve kendi süzgecimden geçiyordum
Gözünü açabilirsin dediğinde terapist
Usulca araladım kapaklarını yorgun gözlerimin
-gözüne ilk çarpan nesne ne deyince kibarca terapist
+aynada kendimi gördüm küçük bir mavi kuş …
Özümsemiş bir gülümseme ile
Dedim kendime
…..
Merhaba kendim ben geldim
……
Terapistin odasından bir anı/seyyal