TDT Budapeşte’de Bir Araya Gelerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Desteğini Yineledi
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üye ve gözlemci ülkelerinin temsilcileri Budapeşte’de bir araya geldi. Gerçekleşen toplantıda TDT üyesi devletler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne verilen güçlü desteği bir kez daha vurgularken, teşkilatın geleceğine ve bölgesel işbirliğine dair önemli kararlar aldı. Toplantının sonuç bildirgesi, teşkilatın uluslararası alandaki konumuna ve hedeflerine ışık tuttu. Toplantıya Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan’ın yanı sıra gözlemci üyeler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkmenistan ve Macaristan katıldı.
Toplantının Önemi ve ‘Doğu-Batı’ Teması
Macaristan’ın Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen kendisini Türk Devletlerinden ayrı tutmaması ve TDT’de gözlemci üye olarak yer alması toplantının önemini artıran unsurlardan biri olarak görüldü. Toplantının teması olan “Doğunun ve Batı’nın Buluşma Noktası”, hem Avrupa Birliği’ne hem de dünyaya Türk Devletleri’nin küresel arenadaki rolüne dair güçlü bir mesaj taşıdığı belirtildi. Bu temanın, Doğu ile Batı’nın işbirliğinin küresel etki yaratabileceği ve Türk Devletleri olmadan Avrupa Birliği’nin daima eksik kalacağı yönünde bir vurgu yaptığı ifade edildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Macaristan’ın AB ile ilişkilerindeki hassasiyet nedeniyle bu toplantıya gayri resmi olarak davet edilmediği ancak toplantı sonuç bildirgesinde Türkiye tarafından temsil edildiği bilgisi paylaşıldı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Destek
Budapeşte bildirgesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne verilen destek net bir şekilde ifade edildi. Bildirgede, ❝Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne destek, mevcut durumun korunarak Kıbrıs sorunun çözülmesi gerçekliği şüpheye yer bırakmayacak şekilde bildiride yer aldı❞ denildi. Bu tavrın, bazı Türk devletlerinin Rum kesiminde temsilcilik açması üzerinden başlatılan tartışmalara bir cevap niteliğinde olduğu belirtildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin artık Türk Akademisi’nde de gözlemci üye statüsünde olacağı kaydedildi. Daha önce Ak Sakallılar Konseyi’nin Girne’de toplanması ve Budapeşte toplantısındaki bildirgedeki net tavrın, bu konudaki tartışmaları şimdilik sonlandırdığı ifade edildi.
Yeni Çalışma Grupları ve Ortak Girişimler
Toplantıda TDT bünyesinde yeni çalışma gruplarının kurulması ve ortak girişimlerin hayata geçirilmesi kararlaştırıldı. Bu kapsamda, Afganistan hakkında ayrı bir sonuç bildirgesi yayınlanarak, Afganistan çalışma grubu kuruldu. Ayrıca, 21 Mart’ın gelecek yıldan itibaren tüm TDT üye ve gözlemci ülkelerinde ortak olarak “Nevruz” Bayramı olarak kutlanmasına karar verildi. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın kurucu üye, Macaristan’ın gözlemci üye olduğu Türk Kültür ve Miras Vakfına Özbekistan’ın da katılacağı bildirildi. Macaristan’daki TDT Temsilcilik Ofisi’ne İcra Direktörü ataması yapıldığı bilgisi verildi. Gözlemci üyelerin (KKTC, Türkmenistan, Macaristan) gençlik ve spor alanında yürütülen değişim programları ve faaliyetlere ev sahipliği yapmaları teşvik edildi. Ortak alfabe çalışmaları da masaya yatırılan konular arasındaydı.
Türkiye’nin Bölgesel Rolü
Türkiye’nin Suriye, Ukrayna-Rusya ve Pakistan-Hindistan ilişkilerindeki belirleyici rolünün Türk Dünyası’nda takdirle karşılandığı belirtildi. Türkiye’nin bu konulardaki duruşunun aynı zamanda TDT’nin duruşu olarak kabul edildiği ifade edildi.
Değerlendirmeler ve Gelecek Adımlar
Türkmenistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin teşkilattaki statüleri ve Türk Kültür ve Miras Vakfı gibi yapılardaki yerleri konusundaki tartışmaların devam ettiği ifade edildi. Kaynaklara göre, Türkmenistan’ın Türk Dünyası ile ilişkilerinin tekrar gözden geçirilmesi ve teşkilatın asli üyesi olması gerektiği yönündeki görüşler dile getirildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası tanınırlığı konusundaki zorluklara rağmen, TDT üyelerinin bu konudaki tutumlarının da gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi. Türk Devletleri ilişkilerinde, Türkiye Cumhurbaşkanı liderliğinde son dönemde gözle görülür bir hareketlilik ve işbirliği artışı olduğu kaydedildi. Farklı coğrafyaların, ekonomik kaygıların ve devlet çıkarlarının olduğu ülkelerin “Türk Birliği” üzerine bir uyum yakalamasının tüm dünyanın dikkatini çektiği vurgulandı.