Manisa Marmara Gölü, kış aylarında yaklaşık 65 bin su kuşunun görüldüğü, nesli tehlike altına girmeye yakın olan tepeli pelikan türünün dünya nüfusunun %9’unun kışladığı bir sulak alandı. Alan düzenli olarak barındırdığı su kuşu popülasyonu ile Ramsar Alanı olmak için gereken kriterleri de sağlıyor. Marmara Gölü Sulak Alanı hem göle hem de Türkiye’ye endemik balık türleri için bir yaşam alanı. Ancak yanlış planlama ve uygulamalar sebebiyle özellikle yeraltı ve yerüstü sularının aşırı kullanımı gibi nedenlerle göl kurutuldu. Göle sağlanabilecek su kaynakları dururken, göl bir tarım alanına çevrilmek isteniyor.
Gölü tarım alanına çevirecek projeye ÇED Gerekli Değildir Kararı
Gölde, yasalara aykırı olarak Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tarafından yapılan tarımsal üretim faaliyetleri kapsamında arazi yapılandırması projesi için Manisa Valiliği’nce 21.02.2023 tarihli ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir’ kararı çıktı.
Doğa Derneği, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Salihli Çevre Derneği, Akhisar Çevre Derneği, Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği ve göl çevresinde yaşayan kişilerle ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının, öncelikle yürütmesinin durdurulmasına, yargılama sonunda iptaline karar verilmesi istemiyle dava açtı.
Davacılar göle var olan su kaynaklarından su verilmesini talep ediyor. Gölün ana kaynağı olan Gördes Çayı’nın suyu, Gördes Barajı’nda tutuluyor. Marmara Gölü’nün yüzey sularıyla beslenmesi amacıyla açılan Kumçayı Derivasyon Kanalı, Adala Besleme Kanalı ve Marmara Gölü Besleme Kanalından su basılmıyor. Gölün hızla yeniden oluşabilmesi için Gördes Barajı ve Ahmetli Regülatörü’nden göle su verilmesi yeterli.
Marmara Gölü’ndeki hukuksuz uygulamalara karşı ikinci dava
Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Marmara Gölü yanlış su ve tarım politikalarıyla kurutulmuştur. Yaşanan kuraklık iklim değişikliğinin bir sonucu gibi gösterilemez. Biyolojik çeşitlilik açısından dünya ölçeğinde öneme sahip bu gölün resmi kurumlar tarafından tarım alanına dönüştürülmesi kabul edilemez. Marmara Gölü’nde yapılmak istenen tarımsal faaliyetler ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı. Marmara Gölü Sulak Alanı Rehabilitasyonu adı altında gölün TİGEM tarafından tarım alanı olarak kullanılmasına karar verildi. Bu protokole açtığımız davanın ardından göldeki tarım faaliyetleri için ÇED gerekli değildir kararı alındı. Bu karara da dava açtık. Sivil toplum kuruluşları ve bölge insanıyla birlikte Marmara Gölü’ndeki yaşamın hakkını savunmaya devam edeceğiz. Marmara Gölü’nün yok edilmesi sadece buradaki biyolojik çeşitliliği değil gölün sağladığı ekosistemi ve tarımsal üretimleri de olumsuz etkileyecek.” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı