İzmir Körfezi’nin Ekolojik Kalitesi Çok Kötü Seviyede
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın izleme çalışmaları, İzmir Körfezi’ndeki ekolojik kalitenin ‘çok kötü’ seviyede olduğunu ortaya koydu. Geçen yıl yaşanan balık ölümleri ve yoğun kirliliğin ardından körfezdeki durum yakından takip ediliyor.
Geçen yıl yaşanan balık ölümleri ve yoğun kirliliğin ardından İzmir Körfezi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen çevresel izleme çalışmalarıyla yakından takip ediliyor. Bakanlık uzmanları, deniz yüzeyi, su kolonu ve deniz tabanından aldıkları örneklerle sıcaklık, çözünmüş oksijen, besin tuzları ve kirleticilere ilişkin çeşitli parametrelerde düzenli ölçümler gerçekleştiriyor. Bakanlık Laboratuvar Ölçüm ve İzleme Daire Başkanı Soner Olgun, özellikle iç körfezin ekolojik kalitesinin ‘çok kötü’ seviyede olduğunu belirtti.
Bakanlık İzleme Çalışmaları Devam Ediyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, “Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme Programı” kapsamında İzmir Körfezi’ne yönelik ek izleme seferleri düzenliyor. Olgun, bölgedeki denetimlerin aralıksız sürdüğünü ifade etti. İzleme çalışmalarında su kolonu, deniz suyu yüzeyi, sediman ve biyota matrikslerinde biyoçeşitlilik, fizikokimyasal parametreler, ötrofikasyon göstergeleri, çeşitli kirleticiler ile deniz çöpleri, mikroplastik ve su altı gürültüsü gibi toplam 8 ayrı göstergenin düzenli olarak izlendiğini kaydetti.
Kirliliğin Kaynakları ve Etkileri
Olgun, İzmir Körfezi ve özellikle iç körfezin ekolojik kalite bakımından oldukça kötü durumda olduğunu vurguladı. ❝Çok ciddi bir kirlilik baskısı altında olduğunu gördük, özellikle kentsel atık su arıtma tesislerinin çok ciddi bir girdisi var,❞ dedi. Arıtma tesislerinde şu anda iyileştirme yapılmakta olduğunu ancak deşarj noktasının iç körfeze çok yakın olmasının olumsuz etkilerini sürdürdüğünü belirtti. Ayrıca bölgeden taşınan 21 dere aracılığıyla da ek bir kirlilik yükü taşındığını ifade eden Olgun, bu durumun çözünmüş oksijen seviyelerinde ciddi bir azalmaya neden olduğunu ve bunun sonucunda canlıların azot tüketmeye başladığını, yani denitrifikasyon sürecinin devreye girdiğini söyledi.
İç Körfezin Durumu ve Çözüm Önerisi
İç körfezin yapısı gereği suyun kalış süresinin uzun olması nedeniyle kirlilik etkisinin daha yoğun hissedildiğini belirten Olgun, deşarj noktasının dış körfeze taşınması gerektiğini vurguladı. Soner Olgun, İzmir Körfezi’ni izledikleri su yönetim birimleri arasında ekolojik kalite açısından en kötü durumda olan bölgelerden biri olarak tanımladı. ❝Besin tuzlarında ciddi bir artış, oksijen seviyelerinde de ciddi bir düşüş gözlemliyoruz,❞ diyen Olgun, şu anki durumun geçen yıla benzer seviyede seyrettiğini ve bir stabil gidişin söz konusu olduğunu belirtti. Olgun, bu tür çevresel değişimlerde yıldan yıla ani bir düzelme beklenmeyeceğini, tedbirler alındıktan sonra ekosistemin toparlanması için zamana ihtiyaç duyulacağını sözlerine ekledi.