**Başkent Üniversitesi’nde Gelenek ve Emek Buluşması: Prof. Dr. Haberal’dan Başkent Simidi**
**Başkent Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal, üniversite mutfağında Başkent simidi yaptı; bu eylem, simidin ötesinde kültürel değerlere ve toplumsal bağlara vurgu olarak yorumlandı.**
Başkent Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal, Başkent’in simgesi haline gelen simidi, üniversitenin mutfağında kendi elleriyle hazırladı. Ankara’nın sabahlarının vazgeçilmezi olan simit, Haberal’ın bu girişimiyle sadece bir yiyecek olmaktan çıkarak, tevazu, emek ve kültürel aidiyetin sembolü haline geldi.
**Başkent Simidinin Hazırlanışı ve Kültürel Anlamı**
Prof. Dr. Haberal’ın Başkent simidini hazırlarken gösterdiği özen, zanaatkârlık ve hekimlik hassasiyetini birleştirdi. Simidin kıvamına, susamına ve pişirme süresine dikkat ederek, Ankara simidinin marka değerini ve kültürel önemini vurguladı. Başkent simidi, Ankara için sadece bir atıştırmalık değil, aynı zamanda sohbetin, paylaşmanın ve dostluğun da simgesi olarak kabul ediliyor. Haberal’ın bu eylemi, Başkent’in kültürel mirasına sahip çıkma vefa göstergesi olarak değerlendirildi.
**Karadeniz Simidi ile Çeşitlilik Vurgusu**
Etkinliğin devamında, Prof. Dr. Haberal’ın isteği üzerine Karadeniz simidi de yapıldı. Bu çeşitlilik, Başkent Üniversitesi mutfağının Türkiye’nin farklı kültürlerini kucakladığını simgeledi. Karadeniz’in tuzsuz ve yumuşak simidi de Başkent Üniversitesi mutfağında hazırlanarak, ülkenin farklı lezzetleri bir araya getirildi.
**Kültürel Miras ve Toplumsal Mesaj**
Prof. Dr. Haberal’ın simit yapma eylemi, öğrencilere bilgi vermenin ötesinde, kültürel değerleri paylaşmanın önemini de vurgulayan bir eğitim faaliyeti olarak öne çıktı. Bu etkinlik, Haberal’ın “Ben buradayım, halkımla aynı sofradayım” mesajını ilettiği bir iletişim aracı olarak değerlendirildi. Başkent simidinin sadece bir marka değeri olmadığı, aynı zamanda bu değeri yaşatan ve paylaşanlarla anlam kazandığı belirtildi. Başkent Üniversitesi’ndeki bu etkinlik, simidin yeniden yoğrulmasından ziyade, Başkent’in hafızasının ve sıcaklığının yeniden canlandırılması olarak yorumlandı.