AKK Kültür ve Sanat Meclisi ev sahipliğinde düzenlenen 8. Uluslararası Sinema ve Felsefe Sempozyumu, sinema ve düşünce dünyasının kesişim noktalarını iki gün boyunca akademisyenler, yönetmenler ve sanatseverlerle ele aldı.
AKK Kültür ve Sanat Meclisi, Sinema ve Felsefe Derneği ve SineFilozofi Dergisi organizasyonuyla gerçekleştirilen 8. Uluslararası Sinema ve Felsefe Sempozyumu, Ankara’da sinema ile felsefe arasındaki ilişkiyi odak noktasına aldı. Yerli ve yabancı akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, bilgi, estetik, beden ve kimlik temaları paneller ve sunumlarla tartışıldı.
Sempozyumun açılış konuşmaları, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, AKK Kültür ve Sanat Meclisi Başkanı Alper Kaya, Sinema ve Felsefe Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Öztürk ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü yetkilileri tarafından yapıldı. Etkinliğin bu yılki temel gündemi, bilgi ve estetik kavramlarının sinemada beden ve kimlik ilişkileri üzerinden incelenmesi olarak belirlendi.
Sempozyumun ilk gününde, Prof. Dr. Serdar Öztürk moderatörlüğünde yönetmen Yeşim Ustaoğlu, katılımcılarla söyleşi gerçekleştirdi. Ustaoğlu, popülist sinemanın seyirciyle kurduğu ilişkiye değinerek kendi sinema anlayışının, karakterle özdeşleşmeden ziyade, karakterin yaşadıklarının anlaşılmasına ve düşünülmesine odaklandığını belirtti ve bu nedenle sade bir anlatımı benimsediğini ifade etti.
Günün diğer oturumlarında ise epistemolojinin sinemaya yansıması, film kavramı yoluyla felsefe yapma, kostüm tasarımı ve semiyotik okumalar gibi konular ele alındı. Ayrıca Pelin Esmer ve Wim Wenders gibi yönetmenlerin sinema ve düşünce ilişkileri ile Chris Marker sineması üzerine derinlemesine analizler yapıldı.
Uluslararası sempozyumun ikinci günü, felsefi derinliği olan temalara ağırlık verdi. İranlı sinemacılar Shadmehr Rastin ve Amin Jafari’nin katıldığı bir söyleşi gerçekleştirilirken, Ayı Yok (No Bears) filmi özel gösterimle izleyiciyle buluştu.
Ayrıca, vefatının yıl dönümünde yönetmen Şerif Gören, “Şerif Gören Sineması” başlıklı bir panel ile anılarak Türk sinemasına katkıları değerlendirildi. İkinci gün oturumları, posthümanizm, Deleuze’ün duygu-imge kavramı, sinemada mekân ve aidiyetsizlik, doğa ve arzu ilişkileri gibi geniş bir yelpazeyi kapsadı. Sempozyum, Deleuze’ün zaman-hareket ilişkisi ve Berlin Okulu estetiğinin ele alındığı oturumlarla sona erdi.
İki gün süren etkinlik, sinemanın etik, estetik ve politik boyutlarının felsefi bir çerçevede değerlendirilmesine olanak tanıdı. Etkinliğin ana konuşmacıları arasında Film Felsefesi Profesörü Lucy Bolton ve yönetmen Nathan Andersen de yer aldı.