Yunanistan’ın Kavala kentinde, buraya gelen Kapadokyalı mübadillere ait eşya ve fotoğraflardan oluşan “Konya ve Sille Hazineleri” sergisinin açılışı yapıldı.
Konya Selçuklu ile Kavala Belediyeleri, Muhammed Ali Araştırma Merkezi (MOHA), Yeni Gerveli Kapadokya Araştırmaları Merkezi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen serginin açılışına Konya Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer, Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu , Karadeniz Rumeli Dernekleri federasyonu başkanı Salih Meriç, yönetim kurulu üyesi Ahmet Biltekin , BRTK delegesi Turan özön katıldı .
Karadeniz Rumeli Dernekleri federasyonu heyeti önce Kavala Belediyesini ziyaret ederek Samsun Büyükşehir belediyesi ve Kavala Belediyeleri arasında 2011 yılında imzalanan üst düzey işbirliği kapsamında ilişkilerin arttırılarak devam edilmesi için görüştü . Bu görüşmelerin sonucunda Kavalada ortak etkinlik düzenlenmesi akabinde Samsun ‘ u ziyaret edilmesine olumlu karşılık verdi.
Saat 19.00 da Kavalalı Mehmet Ali Paşa nin evinin önündeki tören alanında düzenlenen etkinlikte konuşma yapan Karadeniz Rumeli Dernekleri federasyonu başkanı Salih Meriç Samsun Valimiz sayın Orhan TAVLİ ‘nin ve Samsun Büyükşehir belediye başkanı sayın Av Halit DOĞAN’ nin selamlarını ileterek ,Kapadokya Çalışmaları Merkezi Başkanı Kaplanis İosifidis’ e Türk -Yunan halklarının arasındaki dostluk ,kültürel ve tarihsel işbirliklerine katkılarından ötürü teşekkür edilerek günün anısına plaket takdim edildi.
Ayrıca Kavala belediye başkanına ,Samsun’a Kavaladan gelen ve bugün sayıları 200.000 lere ulaşan yine mübadele ile Karadeniz’de Kavalaya göç edenlerin anısına Karadeniz kemencesi sayın Turan Özön tarafından takdim edildi.
Kavala Belediye Başkanı Theodoros Mouriadis şu konuşmayı yaptı:
Gözümüzün önünden geçecek nadide yadigarların fotoğrafları ayrı bir duygu yükü taşıyor. Bu yadigarlar, inkar edilemez sanatsal ve estetik değerlerinin ötesinde, kendi insanımızın günlük yaşamındaki dini kökenleri, tarihsel yolu ve karakteristik detayları sembolik ve aynı zamanda mutlak bir şekilde anlatıyorlar. Yani, doğumuzda yeşeren, Helenizm ve Ortodoksluğun anayurtta ebedi devamlılığının temellerini atan tüm insanların. Göçmenler yanlarında Konya kiliselerinden ve Nazianzus Piskoposluğu’ndaki Bizans Manastırlarından ikonalar ve mutfak eşyaları, fermanlar ve kilise belgeleri, kıyafetler, halılar, mücevherler ve Ege’nin diğer yakasındaki varlığımızı doğru bir şekilde tanımlayabilecek diğer eşyaları getirdiler. Selçuklu Belediyesi bu kutsal emanetlerin öne çıkarılmasına gerçek bir ilgi gösterdi ve yalnızca zamanı geriye döndürme yönündeki çabamıza saygı duymakla kalmadı, aynı zamanda komşu ülkede tarihimizin tam olarak tanıtılmasıyla da ilgilendi. Geçtiğimiz dönemde halkların ve kültürlerin barış içinde bir arada yaşamasının yolunu gösteren girişimlerden dolayı kendilerine tüm kalbimle teşekkür etmek istiyorum. Kapadokya Çalışmaları Merkezi’ni ve özellikle Başkanı Kaplanis İosifidis’i de tebrik etmeme izin verin; çünkü, kendisine verilen misyonda gerçekleştirmek için yaklaşık kırk yıldır hiçbir çabadan ve kişisel fedakarlıktan kaçınmazken, köylüleri de kendisine ellerinden geldiğince destek oldu. Kendisi, unutulmamış ata evlerinde maceralarını, anılarını, yaralarını anlatmadan gidenler adına yaptıklarıyla, anlattı ve soyumuzun emanetlerini korumak ve Yeni Gelveri’yi (Nea Karvali) dünyadaki tüm Kapadokyalıların merkezi haline getirmek için çaba sarf etti. Muhammed Ali Araştırma Merkezi’ni de (MOHA) tebrik etmekle yükümlüyüz, zira sadece vatan bilgisiyle ilgili etkinlik girişimlerini desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda Kavalalıların şehrimizde yüzyıllar boyunca gelişen tüm toplulukların zengin kültürel mirasıyla sürekli temas kurma çabasında üstüne düşen rolü kesin ve kesintisiz bir şekilde üstleniyor. Sayın dostlar, “Konya ve Sille Hazineleri”, mübadelenin 100. Yıldönümü çerçevesinde planladığımız etkinlikler ile hem burada hem de Türkiye’de yaşananlar bağlamında en önemli olaylardan biridir.”
-Türk-Yunan dostluğu, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası
Başkonsolos Aykut Ünal da burada yaptığı konuşmada, Türk-Yunan dostluğunun, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’ye bıraktığı bir miras olduğunu vurgulayarak “Bu mirasın korunması için üzerimize düşeni yapmaya hazırız.” ifadesini kullandı.
Türk ve Yunan halklarının aynı coğrafyanın çocukları olduğunu ve benzer hisleri paylaştıklarını belirten Ünal, “Mutluluklarını ve heyecanlarını, üzüntülerini ve şaşkınlıklarını benzer reflekslerle dışa vuran bu iki halk, aynı kaderin yolcusudur,” dedi.
Ünal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Cumhurbaşkanı Kiryakos Miçotakis tarafından 7 Aralık 2023’te imzalanan Atina Bildirgesi’ne de atıfta bulunarak bildirgenin iki ülke arasındaki yenilenen işbirliği iradesini yansıttığını ve bu sürece herkesin katkı sağlaması gerektiğini belirtti.
Sergi, 10 Eylül’e kadar açık kalacak.