Koç Üniversitesi, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım attı. Yeşil hidrojenin üretimi, depolanması, taşınması ve ticarileşmesi konusunda faaliyet yürütmek üzere açılan Koç Üniversitesi Hidrojen Teknolojileri Merkezi (KUHyTech), üniversite ve sanayi iş birliğinin topluma değer katacak yeni bir örneği olarak hizmet verecek. Koç Topluluğu enerji ve üretim şirketlerinden Aygaz, Ford Otosan, Opet, Otokar ve Tüpraş’ın katkılarıyla kurulan Merkezin açılış konuşmalarını Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Sitti, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu ve Merkez Direktörü Doç. Dr. Sarp Kaya gerçekleştirdi. Yürüteceği öncü araştırmalarla çevresel sürdürülebilirliğe uluslararası düzeyde katkı sağlamayı hedefleyen Koç Üniversitesi Hidrojen Teknolojileri Araştırma Merkezi, yeşil enerji alanında üniversite-sanayi iş birliğiyle geliştirilecek yenilikçi teknolojilerin merkezi olacak.
Koç Üniversitesi, Türkiye’nin yeşil enerji dönüşümünde rekabetçi gücünü artırarak ülkenin 2053 net sıfır karbon hedeflerine önemli katkıda bulunacak bir adım attı. Koç Topluluğu şirketlerinin katılım ve katkılarıyla kurulan Koç Üniversitesi Hidrojen Teknolojileri Merkezi (KUHyTech) üniversite bünyesinde faaliyetlerine başladı.
Koç Topluluğu şirketlerinden Aygaz, Ford Otosan, Opet, Otokar ve Tüpraş’ın katkılarıyla kurulan Koç Üniversitesi Hidrojen Teknolojileri Merkezi, yeşil hidrojenin üretimi, depolanması, taşınması ve kullanılması gibi ticarileşme süreçlerine destek sağlayacak. Sudan hidrojen üretimi, yeni nesil kamyonların ve yeni yakıt pillerinin kullanıma geçmesi, hidrojenin taşınmasına yönelik basınçlı tank ve benzeri teknolojilerin geliştirilmesi, Merkezin odak noktaları arasında yer alacak. Ulusal ve uluslararası düzeyde önemli bir mükemmeliyet merkezi olmayı hedefleyen KUHyTech yeşil enerji alanında yenilikçi teknolojilerin adresi olacak.
Çevreci ve sürdürülebilir endüstriyel süreçlerin geliştirilmesinde üniversite ve sanayi ortaklığının önemine vurgu yapılan açılış etkinliğinde açılış konuşmalarını Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Sitti, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu ve Koç Üniversitesi Hidrojen Teknolojileri Merkezi Direktörü Doç. Dr. Sarp Kaya gerçekleştirdi.
Prof. Dr. Metin Sitti: “Merkezde geliştirilecek çığır acıcı proje ve araştırmalarla üniversitemiz, dünya liderliğine oynayacaktır”
Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Sitti, Merkezin Türkiye’nin önde gelen sanayi şirketlerinin paydaşlığında üniversite ve sanayi ortaklığını en üst seviyeye çıkaracağını söyledi. Üniversite olarak, araştırmalarda mükemmeliyete odaklandıklarını kaydeden Prof. Dr. Metin Sitti, sözlerini şöyle sürdürdü: “Küresel ısınma insanlığın önünde bir tehdit. Dünyanın gidişatını zorlayacak bir döneme giriyoruz. Ülkeler, karbondioksit emisyonlarını ve emisyonlardan dolayı oluşan ısınmayı azaltmak için birçok çalışma yürütüyor. Sürdürülebilir teknolojiler dediğimiz alanlarda hidrojen teknolojisi önemli bir alternatif olarak sahneye çıkıyor. Açılışını gerçekleştirdiğimiz merkezimizin çalışmaları bu anlamda çok değerli ve gurur verici.”
Merkezin çatısı altında yeni kurulacak altyapıyla, temel araştırmalar seviyesinden başlanarak, ürüne dönüştürme potansiyeline sahip prototiplerin geliştirilmesinin mümkün kılınacağını kaydeden Prof. Dr. Metin Sitti, “Üniversiteler bünyesinde geliştirilen teknolojilerin ölçek büyütme adımlarının atılmasında öncü rol oynayacak olan KUHyTech, sahip olduğu altyapıyla bu alanda çalışan mühendislik ve fen fakültelerindeki araştırmacıları bir çatı altında toplayarak mükemmeliyet odaklı ortak çalışmaların da önünü açmış olacak. Merkezde geliştirilecek çığır acıcı proje ve araştırmalarla üniversitemiz, dünya liderliğine oynayacaktır” diye konuştu.
Levent Çakıroğlu: “İklim krizi ve enerjiyle ilgili çözümlerde üzerimize düşeni en iyi şekilde yapma gayretindeyiz.”
Koç Üniversitesi’nin, Vehbi Koç Vakfı’nın Türkiye’ye kazandırdığı en büyük değerlerden biri olduğunu belirten Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, törende yaptığı konuşmada iklim değişikliğiyle mücadeleye dikkat çekerek şunları söyledi: “İklim değişikliği, barındırdığı risklerin yanı sıra düşük karbon ekonomisine geçişten kaynaklanan iş fırsatlarını yakalama ve rekabet gücü elde etme potansiyeli de sunuyor. Bu anlayıştan hareketle iklim krizi ve enerjiyle ilgili çözümler başta olmak üzere üzerimize düşeni en iyi şekilde yapma gayretindeyiz. Bu amaçla, birçok şirketimizde düşük karbon ekonomisine geçiş konusunda yol haritalarımızı belirledik. Koç Üniversitesi Hidrojen Teknolojileri Merkezi’nde bu alanlarda liderlik tanımına girecek şekilde teknoloji geliştireceğimize inanıyorum. Bu iş birliğini, hayata geçireceğimiz teknolojilerle Koç Topluluğu’nun 100. kuruluş yılı olan 2026 yılında taçlandırmış olmayı diliyorum” diye konuştu.
Doç. Dr. Sarp Kaya: “Hem akademide hem endüstride hidrojen teknolojisi konusunda ihtiyaç duyulan yetkin uzmanların yetiştirildiği bir merkez olacağız”
Koç Üniversitesi Hidrojen Teknolojileri Merkezi’nin hedefleri ve yapısına dair bilgiler veren Merkez Direktörü Doç. Dr. Sarp Kaya, Merkezde yapılacak çalışmaları şöyle özetledi: “Merkezimizin logosu değişimi ve dönüşümü işaret ediyor. Vizyonumuz temel araştırmalarda öncü rol üstlenmek. Disiplinlerarası bir çalışma yöntemi en önemli noktamız. Hidrojen teknolojileri yeni bir alan – hem endüstrinin hem akademinin yetişmiş insan gücüne ihtiyacı var. Bu merkez kapsamında kalifiye insan gücünün de yetiştirilmesi ve cihaz seviyesinde ürünler ortaya çıkarmak için prototip yapılması hedefleniyor.” Merkezde 2 yeni öğretim üyesi ile 36 yeni araştırma görevlisinin çalışacağı bilgisini veren Doç. Dr. Sarp Kaya şunları söyledi: “Merkez için bir ekip oluşturuldu, bu ekibimize şirketlerden 40’a yakın konu önerisi geldi. Merkezde üzerine çalışılacak konuları bu öneriler üzerinden belirledik. Merkezimiz, diğer merkezlerle disiplinlerarası çalışma ortamı da sağlayacak. Hem akademide hem endüstride hidrojen teknolojisi konusunda ihtiyaç duyulan yetkin uzmanların yetiştirildiği bir merkez olacağız.“
Devrim niteliğinde dönüşüm için yeşil hidrojen fırsatı
Karbon salımını azaltmak ve net-sıfır düzeyine ulaşmak diğer ülkelerin de 2050 hedefleri arasında yer alıyor. Küresel ekonomik dönüşümü de beraberinde getirecek, hidrojene dayalı teknolojilerin yaygın bir şekilde kullanıma sunulması bu hedefe ulaşmak için uygulamaya konulan stratejilerin başında geliyor. AB Komisyonu, 2020 yılında aldığı bir kararla günümüzde ağırlıkla fosil yakıtlar kullanılarak üretilen, bu nedenle de “gri hidrojen” olarak anılan yakıt sistemlerinin yerini “yeşil hidrojenin” alması için çeşitli hedefler koydu ve çalışmalar başlattı. 2030 yılına kadar her 200 km mesafede bir hidrojen dolum istasyonu kurmak, bu hedefler arasında yer alıyor. Koç Üniversitesi Hidrojen Teknolojileri Merkezi de bu alanda gerçekleştirilecek çalışmalar konusunda öncü olmayı hedefliyor. Diğer taraftan, net sıfır hedeflerini en fazla zorlayacak sektörlerin başında petrokimya, petrol rafinasyonu (arıtım), amonyak-gübre, demir-çelik, çimento ve cam üretimi gibi sektörler yer alıyor. Merkezde çalışmaları gerçekleştirilecek olan yeşil hidrojen, bu sektörlerde de devrim niteliğinde dönüşümün gerçekleştirilmesi için fırsat yaratıyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı