Tarım arazilerindeki bozulma küresel bir tehdit oluştururken, Türkiye’de erozyon ve yanlış sulama gibi faktörler arazi kayıplarını artırıyor.
BHA’nın edindiği bilgiye göre, tarımsal arazilerdeki bozulmanın sadece Türkiye’yi değil, tüm dünyayı etkileyen ciddi bir sorun olduğu belirtildi. Uzmanlar, ülkede erozyon, yanlış arazi kullanımı, aşırı otlatma, aşırı sulamaya bağlı tuzlanma ve iklim kaynaklı kuraklığın arazi kayıplarını hızlandırdığını ifade etti. Bu durumun, gıda güvenliği üzerinde baskı oluşturduğu ve toprağın verimsizleşmesiyle kimyasal girdi kullanımını artırdığı vurgulandı.
Toprak erozyonunun verim kayıplarını yüzde 50’ye kadar çıkarabildiğine dikkat çekildi. Verim düşüklüğünün çiftçileri kimyasal gübre kullanımını artırmaya ve yanlış ürün desenlerine yönelmeye ittiği, bu kısır döngünün ise arazi bozulmasını daha da hızlandırdığı aktarıldı.
Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Tarım ve Orman Bakanlığı ile işbirliği içinde uluslararası fonlarla sağlanan teknik desteği sürdürülebilir arazi yönetimini güçlendirmek amacıyla kullanıyor.
Konya ve Sakarya havzalarında yürütülen projeler kapsamında, doğrudan ekim, toprak işlemesiz tarım, kuraklığa dayanıklı tohum kullanımı ve damla sulama gibi yöntemler teşvik ediliyor. FAO’nun “duvarsız okul” olarak adlandırılan Uygulamalı Çiftçi Okulları modeliyle bu tekniklerin çiftçilere sahada uygulamalı olarak gösterildiği belirtildi.
Sakarya havzasında ise Türkiye’de ilk kez uygulanan Arazi Tahribatının Dengelenmesi Projesi’nin Ankara, Kütahya ve Eskişehir’de yürütüldüğü kaydedildi. Bu projelerde kadın kooperatiflerinin de dahil edilmesiyle kadınların ve gençlerin desteklendiği ifade edildi.
FAO tarafından sağlanan 8,1 milyon dolarlık fonla geliştirilen Karar Destek Sistemi sayesinde arazi tahribatının çok yönlü olarak izlendiği açıklandı. Bu sistem, arazi örtüsü ve toprak karbonu göstergelerinin yanı sıra erozyon ve çölleşme parametrelerini de kapsıyor.
İklim projeksiyonları ve toprak organik karbon haritaları kullanılarak kapsamlı analizlerin mümkün hale geldiği belirtildi. Elde edilen deneyim ve başarılı uygulamaların, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı aracılığıyla ülke geneline yayıldığı ve FAO tarafından Orta Asya dahil diğer bölgelerde uygulanabilirliğinin araştırıldığı bilgisi paylaşıldı.