Türkiye’nin ilk ve tek alerji hastaları derneği olan Alerji ile Yaşam Derneği tarafından kurulan, gücünü biyoloji ve dermatoloji bilimlerinden alan dermokozmetik marka Bioderma’nın destek verdiği “Atopi Okulu” projesi kapsamında; atopik dermatit hastalığına dikkat çekmek amacıyla Yanık Mektep Kuzguncuk’ta ‘Atopik Dermatitin İç Yüzü’ söyleşisini düzenlendi.
Bioderma ve Alerji ile Yaşam Derneği tarafından 5 yıldır yürütülen Atopi Okulu projesi, Atopik Dermatit ‘halk arasındaki ismiyle egzama’ hakkında toplumu bilinçlendirmek amacıyla hayata geçirilmiş bir sosyal sorumluluk projesidir. Alerji ile Yaşam Derneği ve Bioderma tarafından hayata geçen bu sosyal farkındalık projesi ile hastalar, hastalığın doğası ve tedavisi hakkında uzman görüşlerine ve tecrübeli ailelerin deneyimlerine kolaylıkla ulaşabiliyor, yaşam kalitesini artıracak bilgiler edinebiliyor.
Hastalığı yaşayan bireylerde başlarda atopik dermatit olarak ortaya çıkan, sonra ise besin alerjisi, alerjik rinit ve astım olarak devam edebilen bu rahatsızlık “Atopik Yürüyüş” kavramıyla anılmaktadır. Bu doğrultuda hastalığın doğasını anlama ve tedavisi hakkında bilgi edinme amacıyla Alerji ile Yaşam Derneği ve Bioderma iş birliğiyle 1 Ekim Cumartesi günü Yanık Mektep Kuzguncuk’ta ‘Atopik Dermatitin İç Yüzü’ söyleşisi düzenlendi.
Bu doğrultuda Alerji ile Yaşam Derneği ve Bioderma iş birliğiyle alerjik rahatsızlıklara dikkat çekme ve bu rahatsızlıklarla ilgili olarak farkındalık yaratmak amacıyla 1 Ekim Cumartesi günü Kuzguncuk Yanık Mektep’te fiziksel olarak “Atopik Dermatitin İç Yüzü”yle ilgili farkındalık yaratabilmek için söyleşi düzenlendi. Söyleşinin moderasyonunu Influencer Saadet Algan yürütürken söyleşi konuşmacıları ise Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Mahir İğde ve Dermatoloji Uzmanı Dr. Neslihan Müge Fişek İzci oldu.
‘Atopik Dermatitin İç Yüzü’ söyleşisiyle; atopik dermatit, besin alerjisi, alerjik rinit ve astımı içeren alerjik hastalıkların doğal seyrinin bilinmesi, bu hastalıklara karşı farkındalığın artması ve daha fazla kişi tarafından bu hastalıkların anlaşılması hedefleniyor.
Söyleşiye katılan Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Mahir İğde konuyla ilgili; “Atopik dermatit hem genetik hem de çevresel etmenler sonucu bağışıklık sisteminin farklı çalışması ile ortaya çıkan bir alerjik hastalıktır. Cildimizde aynı zamanda bağırsaklarımızda koruyucu bir bariyer vardır. Eğer cildinizdeki bariyer bozulursa atopik dermatit, eğer bağırsaklarınızdaki bariyer işleyişini kaybederse besin alerjisi ortaya çıkmaktadır. Atopik dermatitte cilt bariyeri bozukluğu nedeniyle cilde nüfuz eden dış etkenler ve yabancı maddeler alerjik şikayetleri artırırken besin alerjisinde bağırsak mukozası bozukluğu nedeniyle bu etmenler iritasyona ve alerjiye sebep oluyor. Yaşanan bu 2 durumda da temel aynı olduğundan birine bakılıyorsa diğerini de mutlaka bir uzman eşliğinde bakılması lazım. Özellikle çocuklarda alerjik hastalıklar çok sık görülmektedir. Atopik dermatit erken bebeklikte diğer alerjik hastalıkların habercisidir; alerjik yürüyüşün besin alerjisi ile ortaya çıkan ilk hastalığıdır. Bunun yanı sıra hava kirliliği, uygun beslenmeme, yeterli miktarda spor yapmama ve doğadan uzak yaşama gibi çevresel faktörler ve yaşam stili de genetik olan alerjik kodu tetikleyen etkenlerden oluyor ve toplumda alerjik hasta görülme olasılığı 85’lere çıkıyor.”dedi.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Neslihan Müge Fişek İzci ise “Atopik dermatit yani yoğun cilt kuruluğu, kaşıntı ve kızarıklık gibi semptomlarla kendini gösteren kronik bir cilt rahatsızlığıdır. Bu rahatsızlık, egzama çatısı altında bir hastalıktır. Genetik ve çevresel faktörler bu rahatsızlığı tetikleyen sebeplerdir. Atopik dermatitte görülen deri lezyonları kızarık yama şeklinde kendini belli etmeye başlar. Erken çocukluk döneminde daha çok tutulum yerleri, yüz, saçlı deri, dirsekler, diz arkaları gibi yerlerde olurken erişkin döneminde daha çok boyun bölgeleri dirseklerin iç yüzü yine diz arkaları, ayaklar, bilekler olabiliyor. Bütün bu hastalarımızda en önemli semptomumuz bizim kaşıntı oluyor. Hem erişkin döneminde hem çocukluk döneminde kaşıntı çok fazla olabiliyor. Zaten atopik dermatit erişkin dönemine geçmişse artık biz onu kronikleşmiş gibi kabul ediyoruz. Yine bizim o nokta da tedavi şekillerimiz farklı oluyor ama cilt bakımı, cildi nemlendirmek ve cilt bariyerini korumak hem erişkinlerde hem çocuklarda çok önemli. Bu dönemlerde ne yapılmalı; hekimlerin verdiği ilaç ve dermokozmetik kremler düzenli olarak kullanılmalı ve cilt düzenli olarak dermokozmetik bakım kremleriyle derinlemesine nemlendirilmeli ki cildin doğal bariyeri kendini onarsın, güçlendirsin ve olumsuz dış etkenlere karşı kendisini koruyabilsin.” açıklamalarında bulundu.
Söyleşiye, Alerji ile Yaşam Derneği ve Bioderma çalışanları, Atopi Okulu sosyal medya takipçileri ve projeye destek veren vatandaşlar katıldı.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı