Türkiye’den yurt dışına giden diplomalı gençlerin büyük bir kısmının, sosyal medyada anlatılanın aksine, dil, uyum ve nitelik altı işlerde çalışma gibi ciddi zorluklarla karşılaştığı belirtiliyor.
Son dönemde sosyal medyada sıkça rastlanan “Türkiye bir doktorunu kaybetti” gibi söylemlerin aksine, yurt dışına giden her üniversite mezununun başarı hikayesi yazmadığı ortaya konuluyor. Pek çok genç, yurt dışında başlangıçta büyük zorluklar, yalnızlık, dil engelleri ve sosyal uyum sorunları ile mücadele etmektedir.
Bu durum, Türkiye’deki eğitim ve mesleki yeterliliklerin yurt dışında doğrudan tanınmamasından kaynaklanmaktadır. Uzman doktorların Almanya’da denkliğe hazırlanmak için yıllarca dil kursları ve uyum eğitimleriyle uğraşması, beklentileri ile karşılaştıkları gerçek arasındaki tezatlığı göstermektedir.
Türkiye’de uzmanlaşmış hekimler ve mühendisler dahil birçok vasıflı profesyonel, yurt dışında geçimlerini sağlamak amacıyla başlangıçta restoranlarda çalışma veya kuryelik gibi niteliklerinin altında işlere yönelmek zorunda kalmaktadır. Bu durum, hayal edilen “kusursuz yurtdışı yaşamı” imajıyla büyük bir farklılık göstermektedir.
Yurt dışındaki yaşamın görünmeyen yüzünde, uygun fiyatlı ev bulamama, ayrımcılık, kültürel dışlanma ve aileden kopmanın getirdiği psikolojik yük gibi somut problemler yer almaktadır. Birçok genç, yurt dışında sıfırdan başlama sürecinin öngörülenden daha zor olduğunu deneyimlemektedir.
Öte yandan, Türkiye’nin son dönemde sunduğu güçlü imkânlar da dikkat çekmektedir. Sağlık hizmetlerine erişim, genç girişimcilere verilen destekler, gelişen teknoloji sektörü, geniş sosyal güvenlik altyapısı ve toplumsal dayanışma kültürü gençlere önemli avantajlar sağlamaktadır.
Türkiye’de gençler, tanıdık kültür, uygun yaşam maliyetleri ve hızlı entegre olabildikleri iş piyasası sayesinde hayatlarını daha kontrollü bir şekilde kurma imkânı bulabilmektedir. Bu faktörler, yurt dışı arayışlarında sıkça göz ardı edilen önemli avantajlar olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, yurt dışına gitme kararının kişisel olduğu vurgulanmakla birlikte, gençlerin “yurt dışı tek kurtuluş yoludur” gibi romantize edilmiş yanılsamalardan ziyade, somut gerçeklere odaklanarak karar vermesi gerektiği belirtilmektedir.