Ömer Gürsoy, Gençlerbirliği’nin yönetimsel çöküş ve mali zorluklar nedeniyle kritik bir dönemeçte olduğunu, Bandırmaspor modelinin ise kurumsal istikrar sunduğunu belirtti.
Analist Ömer Gürsoy’a göre, Gençlerbirliği hem finansal zorluklar hem de yapısal yönetim sorunları nedeniyle kritik bir eşiğe gelmiş durumda. Kulüpteki başkan istifası sonrası alınan seçim kararı ve delege sayısındaki ani artış, süreci kontrol dışına çıkarmış olarak değerlendiriliyor.
Gürsoy, mevcut durumu satranç terimiyle özetleyerek, kulübün zaman baskısı altında olduğunu ve yanlış karar verme lüksünün bulunmadığını ifade etti. Kulüp içindeki güvenin azaldığı ve belirsizliğin arttığı koşullarda çözümün sadece finansal ayarlamalarla sınırlı kalmayacağı, köklü bir yönetim kültürü değişikliğinin zorunlu olduğu vurgulandı.
Gürsoy, Gençlerbirliği’ndeki karmaşayı ele alırken, Bandırmaspor’un son dönemdeki kurumsal yönetim modelini örnek gösterdi. Bandırmaspor’un bireysel kararlar yerine kurumsal akla dayalı yönetim anlayışıyla Türk futbolu için potansiyel bir model oluşturduğu belirtildi.
Analizde, Bandırmaspor’un stratejik dönüşümünde Murat Karakoyun’un vizyonunun temel belirleyici olduğu ifade edildi. Karakoyun’un, sportif hedeflerin yanı sıra sürdürülebilir mali mimari ve güçlü yönetim kültürü üzerine kapsamlı bir planlama yaptığı belirtildi.
Beşiktaş camiasından İlker Bayram’ın da yönetime katılmasıyla, operasyonel koordinasyon ve iletişim becerileriyle bu vizyonu tamamladığı kaydedildi. Gürsoy, bu iki ismin oluşturduğu sinerjinin Bandırmaspor’da bütünlüklü bir yönetim sağladığını belirtti.
Karakoyun ve Bayram uyumunun, Bandırmaspor’un Süper Lig hedefini daha gerçekçi bir konuma taşıdığı değerlendirildi. Gürsoy, uzun lig maratonlarının yalnızca iyi kadrolarla değil, aynı zamanda iyi yönetilen kulüplerle kazanıldığını belirterek, Bandırmaspor’daki kurumsal yapının Türk futbolunda istikrarın nasıl kurulabileceğine dair güçlü bir örnek teşkil ettiğini sözlerine ekledi.