Spor yazarı Gürsoy, Gençlerbirliği yönetimindeki karmaşayı, “265 çeşit peyniri olan ülke” benzetmesiyle ele alarak, kulübün net bir yönetim modeli oluşturamadığını belirtti.
Spor yazarı Gürsoy, Gençlerbirliği’nin uzun süredir tutarlı bir yönetim modeli oluşturamadığını, kulüp içinde hâkim olan “küçük olsun, benim olsun” anlayışının köklere işlediğini ifade etti.
Gürsoy, TRT Radyo 1’de yaptığı değerlendirmelerde, kulübün mevcut durumunu anlatırken Winston Churchill ile Charles de Gaulle arasındaki bir anekdotu hatırlattı ve ❝265 çeşit peyniri olan bir ülke savaşta yenilemez ama yönetilemez de❞ sözünü Gençlerbirliği’ne uyarladı.
Yazar Gürsoy, Başkan Mehmet Kaya’nın göreve gelmesinden bu yana hızlı ve ardı ardına kararlar aldığını gözlemlediğini aktardı. Bu kararlar arasında olağanüstü kongre kararı alınması, teknik direktör değişikliği ve altyapı teknik kadrosunun yenilenmesi yer alıyor.
Ayrıca Gürsoy, Kaya’nın 15 gün önce göreve getirdiği başkan vekili ve asbaşkan pozisyonlarında da değişiklik yaptığını kaydetti. Yazar, bu hareketliliğin bir övgü değil, sadece gözlemlenen bir tespit olduğunu sözlerine ekledi.
Mehmet Kaya’nın mevcut süreçte tüm sorumluluğu üstlenmeye hazır bir görünüm sergilediğini belirten Gürsoy, kulübün geleceği açısından birden fazla adayın yer alacağı bir seçimin daha sağlıklı olacağını savundu. Şu an için başka bir adayın çıkıp çıkmayacağı konusunda net bir bilgi bulunmuyor.
Gürsoy, ❝2 ya da 3 adaylı bir yarış, kulüp için çok daha doğru olur❞ diyerek Gençlerbirliği’nin sağlıklı bir seçim sürecine ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti.
Gürsoy’a göre, Gençlerbirliği camiasındaki belirsizlik, tüm enerjiyi tüketiyor. Yazar, kulübün zengin geleneğine rağmen, farklı görüşlerin ortak akla dönüşememesi nedeniyle yönetilemez bir karmaşa içinde olduğunu vurguladı.
Ay sonunda yapılması planlanan kongre öncesinde Gürsoy, asıl sorunun bu çeşit fikirlerin bir reçeteye dönüşüp dönüşmeyeceği ve kulübün tarihindeki en yönetilemez döneme girip girmeyeceği olduğunu belirtti.