Atatürk, bir milletin yeniden var oluş iradesi olarak özgürlük, eşitlik ve çağdaşlık yolunu göstermiştir. Cumhuriyet’i yaşatmak, gençlere umut, kadınlara güç ve millete onurlu bir gelecek sunmakla mümkün olacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk, bir milletin yeniden var oluş iradesi olarak tarihe geçmiştir. Onun liderliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ve çağdaşlaşma sürecinde kritik bir rol oynamıştır. Atatürk’ün vizyonu, ülkenin geleceğine yön verirken, milletine olan inancı ve kararlılığı ile zorlu dönemlerin üstesinden gelinmesini sağlamıştır.
Atatürk’ün mirası, sadece geçmişe değil, geleceğe de ışık tutmaktadır. Onun “en büyük eserim” dediği Cumhuriyet’i yaşatmak, günümüz ve gelecek nesiller için büyük önem taşımaktadır. Bu miras, adalet, liyakat ve sevgi ile yönetilen bir ülke vizyonunu içermektedir. Gençlere umut, kadınlara güç ve millete onurlu bir gelecek sunmak, bu mirasa sahip çıkmanın temelini oluşturmaktadır.
Başkent Ankara, Atatürk’ün mirasının en önemli simgelerinden biridir. Kurtuluş Savaşı’nın kalbi olan Ankara, direnişin ve yeniden doğuşun sembolü olarak tarihteki yerini almıştır. Bugün, bu şehirde Atatürk’ün izleri her adımda hissedilmekte, onun düşünceleri ve ilkeleri yaşatılmaktadır.
10 Kasım, Atatürk’ü anma günü olarak, onun düşüncelerine, ilkelerine ve adalet anlayışına yeniden sarılma fırsatı sunmaktadır. Bu özel gün, bir yas günü olmanın ötesinde, Atatürk’ün gösterdiği hedefe ulaşma kararlılığının tazelenmesine vesile olur. Milletin en büyük borcu, Atatürk’ün mirasını korumak ve geliştirmektir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve vatan uğruna can veren tüm kahramanlar, saygı, rahmet ve minnetle anılmaktadır. Cumhuriyet’in sonsuza dek yaşaması ve Atatürk’ün ilkelerinin yaşatılması, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği için en büyük temennidir.