Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen ilk İklim Kanunu’na yönelik kamuoyundaki tartışmalara ‘İklim Kanunu Gerçekleri’ başlıklı açıklama ile yanıt vererek, yeni düzenlemenin vatandaşlara herhangi bir ceza veya kısıtlama getirmediğini bildirdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen ilk İklim Kanunu’nun ardından kamuoyunda başlayan tartışmalar üzerine, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bir açıklama yaptı. Bakanlık, sosyal medya üzerinden yayımlanan ‘İklim Kanunu Gerçekleri’ başlıklı açıklama ile kanuna ilişkin dile getirilen endişeleri gidermeyi amaçladı ve vatandaşları etkileyen cezai ya da kısıtlayıcı hükümlerin bulunmadığını vurguladı.
Bakanlıktan Tartışmalara Yönelik Açıklamalar
Bakanlığın ‘İklim Kanunu Gerçekleri’ başlıklı açıklamasında öne çıkan ve en çok tartışılan 9 konuya ilişkin net yanıtlar verildi. Açıklamada, karbon ayak izi uygulamasının bireyleri değil, yalnızca üretim yapan işletmeleri kapsadığı; emisyon ticareti sisteminin ise bireyleri değil, enerji yoğun tesisleri ilgilendiren bir düzenleme getirdiği belirtildi. Tarımın yasaklanacağı veya meyve ağaçlarına el konulacağı yönündeki iddiaların asılsız olduğu, çiftçilerin hangi ürünü ekeceğine dair bir kısıtlama ya da cezai düzenleme bulunmadığı ifade edildi. Hayvancılığın yasaklanması, yapay et zorunluluğu ya da otlatma yasağı gibi ifadelerin kanunda yer almadığı bilgisi paylaşıldı. 2021’den bu yana yürürlükte olan Paris Anlaşması’nın bugüne dek bireyler için bağlayıcı bir yaptırım getirmediği hatırlatıldı. Açıklamada, temiz enerjinin teşvik edildiği ancak kömür ve petrolün tamamen yasaklanmadığı; iklim değişikliği inkârı yönünde düşünen bireylere yönelik herhangi bir ceza öngörülmediği de belirtildi. Genel hüküm olarak, kanunun vatandaşların özgürlüklerini sınırlayan hiçbir madde içermediği vurgulandı.
Kanunun Hedefleri ve Uygulamalar
Yeni İklim Kanunu’nun temel hedefleri arasında Türkiye’nin 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşması yer alıyor. Bu kapsamda, 81 ilde İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları kurulacağı ve her il için yerel iklim eylem planları hazırlanacağı belirtildi. İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından yürütülecek izin süreçleriyle, sera gazı salımı yapan işletmelerin belirli kriterleri karşılamadan faaliyet gösteremeyeceği ifade edildi. Yasanın getirdiği önemli düzenlemelerden biri olan Emisyon Ticareti Sistemi’nin kurulmasıyla, enerji yoğun sektörlerdeki sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması amaçlanıyor. Ulusal tahsisat planlarının hazırlanacağı ve sistemin 2027 yılı sonuna kadar kademeli olarak devreye alınmasının planlandığı kaydedildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı açıklamasında, ❝Yeni düzenleme ile vatandaşlara herhangi bir ceza ya da kısıtlama getirilmediği❞ ve ❝tarımın yasaklanacağı veya meyve ağaçlarına el konulacağı yönündeki iddiaların asılsız olduğu❞ ifadelerine yer verildi.