TÜRK-İŞ öncülüğündeki kamu işçileri, hükümetin kamu çerçeve protokolü kapsamında sunduğu ücret artışı tekliflerini kabul etmeyerek 1 Temmuz 2025 tarihinde ülke genelinde protesto eylemleri düzenledi.
600 bin kamu işçisini ilgilendiren kamu çerçeve protokolü görüşmelerinde hükümetin TÜHİS aracılığıyla ilettiği ve işçiler tarafından yetersiz bulunan ücret zammı teklifleri, TÜRK-İŞ öncülüğünde tüm Türkiye’de protesto edildi. 1 Temmuz 2025 tarihinde kent meydanlarında yapılan basın açıklamaları ile işçilerin talepleri ve duruşu kamuoyu ile paylaşıldı. Eylemlerin öne çıkan noktalarından biri, emeğin başkenti olarak anılan Zonguldak’taki Madenci Anıtı önünde gerçekleştirilen kitlesel basın açıklaması oldu.
Görüşmelerin tıkanması üzerine eylem kararı alan TÜRK-İŞ’e bağlı sendikalar, taleplerinin karşılanması için alanlara indi.
Sendika Liderinden Kamu İşçileri Talepleri Vurgusu
Zonguldak’taki eylemde konuşan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil, hükümetin sadece bir madde üzerinde teklif sunduğunu, ücret maddelerine ise değinilmediğini belirterek, bunun emeğe saygısızlık olduğunu ifade etti. Yeşil, ❝Bizler işçiyiz, bizler emekçiyiz. Bizler sadaka istemiyoruz. Bizler emeğimizin alın terimizin hakkını istiyoruz,❞ dedi. İşçilerin farklı sektörlerdeki zorlu çalışma koşullarına değinen Yeşil, yaptıkları işin karşılığını istediklerini vurguladı.
“Sefalet Zammını Kabul Etmiyoruz”
Hükümetin sunduğu teklifi ❝sefalet zammı❞ olarak nitelendiren Yeşil, ❝Biz hükümetin bize sunduğu sefalet zammını kabul etmiyoruz. Bunun için burada meydanlardayız. Alın terimizin, emeğimizin hakkı için sonuna kadar meydanlarda olacağız,❞ ifadelerini kullandı. Eylemlere Maden ve MTA işçilerinin yanı sıra TÜRK-İŞ’e bağlı diğer sendikaların yöneticileri ve emekçiler katıldı. Zonguldak Demokrasi Platformu bileşenleri de destek verdi.
Kitlesel basın açıklamasında GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, TÜRK-İŞ’in ülke genelinde okunan bildirisini paylaştı.
TÜRK-İŞ Bildirisinde Talepler ve Eleştiriler
Bildiride, işçilerin 2025 yılı Toplu İş Sözleşme sürecindeki taleplerinin karşılanmadığı ve mücadeleden vazgeçilmeyeceği vurgulandı. Hükümetin son teklifinin geçim şartlarına uygun olmadığı ve işçinin emeğini yok saydığı belirtilen bildiride, ❝Geçim derdi büyüdü, bu teklif toplu sözleşme değil, toplu oyalamadır! İşçiyi, emekçiyi açlığa mahkûm etmektir!,❞ ifadelerine yer verildi. Bildiride, işçilerin alanlarda seslerini yükseltmeye devam edeceği bildirildi.
Enflasyon Verilerine ve Vergi Sistemine Tepki
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verilerinin gerçekleri yansıtmadığı ifade edilen bildiride, ❝Pazardan eli boş dönen emekçi TÜİK’in verilerine değil, cebindeki üç kuruşa bakarak yaşamaya çalışıyor. Gerçekleri görmek istiyorsanız TÜİK’in raporlarına değil, işçinin boş tenceresine bakın!,❞ ifadeleri yer aldı. Bildiride ayrıca, vergi yükünün işçinin sırtında olduğu ve az kazanandan çok vergi alındığı eleştirisi dile getirildi.
Mücadele ve Direniş Vurgusu
Mücadelenin süreceği mesajı verilen bildiride, ❝Taleplerimiz duyulana kadar, Haklarımız teslim edilene kadar, Emek mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. İşte bu yüzden artık sokaktayız, meydanlardayız, alanlardayız!,❞ denildi. Bildiride, eylemlerin ve grevlerin de seçenekler arasında olduğu ima edilerek, ❝Eylemse eylem, grevse grev!,❞ ifadeleri kullanıldı. Bildiri, ❝Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz! Kuru vaat değil, toplu sözleşme hakkı istiyoruz! Adil bir ücret, güvenli bir gelecek istiyoruz!,❞ çağrısıyla son buldu. Basın açıklaması sırasında işçiler, ücret artışı ve hak gasplarına karşı çeşitli sloganlar atarak tepkilerini gösterdi.