Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye ekonomisinin 2025 yılının ilk çeyreğinde kaydettiği yüzde 2’lik büyüme oranını, küresel zorluklar ve içerdeki dezenflasyon süreci dikkate alındığında olumlu değerlendirdi. Baran, finansmana erişim gibi sorunların çözülmesiyle ekonominin gerçek potansiyeline ulaşacağına inandığını belirtti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2025 yılı ilk çeyrek Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerine göre, Türkiye ekonomisi bu dönemde yüzde 2 oranında büyüdü. Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, yazılı bir açıklama yaparak bu verileri değerlendirdi. Baran, küresel ekonomik durgunluk, risk ve belirsizliklerin sürdüğü, Türkiye’de ise dezenflasyon sürecinin devam ettiği bir dönemde kaydedilen bu büyümenin olumlu bir işaret olduğunu ifade etti.
Sektörel Katkılar ve Zorluklar
GSYH’yi oluşturan faaliyetlere bakıldığında, yılın ilk çeyreğinde inşaat sektörü, bilgi ve iletişim, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri ile gayrimenkul sektörlerinin büyümeye katkı sağladığı görüldü. ATO Başkanı Baran, tarım ve sanayi sektörlerindeki daralmanın ise üzerinde dikkatle durulması gereken bir konu olduğunu vurguladı.
Sanayideki Daralmanın Nedenleri
Baran, sanayide yaşanan daralmanın temel nedenlerine işaret etti. Özellikle KOBİ’ler başta olmak üzere işletmelerin finansmana erişimde yaşadığı sorunlar, kredi maliyetlerindeki artış, hammadde ve diğer giderlerin yükselmesi ile ihracat pazarlarındaki sıkıntıların sanayi üretiminin zayıflamasına yol açtığını dile getirdi.
Ekonominin Dayanıklılığı ve Gelecek Potansiyeli
ATO Başkanı Baran, dünya genelinde birçok ülkenin büyümeyi sürdürmekte zorlandığı bir ortamda, Türkiye ekonomisinin 19 çeyrektir aralıksız büyüme verisi açıklamış olmasının, ekonominin dayanıklılığını ve direncini gösterdiğini söyledi. Baran, geleceğe dair olumlu bir sinyal olarak değerlendirdiği bu durumun, doğru adımlarla daha da güçlendirilebileceğini belirtti.
ATO Başkanı Baran’dan Çözüm Önerileri
Gürsel Baran, Türkiye ekonomisinin gerçek potansiyeline kavuşması için bazı kritik adımların atılması gerektiğini ifade etti. Başta finansmana erişim olmak üzere, reel sektörün dinamizmini etkileyen sorunların ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Baran, uygun teşvik politikaları geliştirmenin ve üretim ile ihracat odaklı projelere finansman erişimini kolaylaştırmanın önem taşıdığını kaydetti.
Baran, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: ❝Büyüme rakamlarında, küresel düzeyde yaşanan durgunluk, risk ve belirsizliklerin, içerde de dezenflasyon sürecinin yansımalarını görüyoruz. Dünyanın birçok ülkesi büyümeyi sürdürme sancıları yaşarken, Türkiye’nin 19 çeyrektir büyüme verisi açıklaması, ekonomimizin dayanıklılığını gösteriyor ve geleceğe dair olumlu bir sinyal oluşturuyor. Finansmana erişim başta olmak üzere, reel sektörün dinamizmini etkileyecek sorunlar ortadan kaldırıldığında, yapısal dönüşüm gerçekleştirilerek üretim ve ihracatı artıracak uygulamalar, mevcut üretim kapasitelerinin dış pazarlarda oluşacak imkânları kullanmaya dönük olarak artırılmasını destekleyecek teşvikler de hayata geçirildiğinde, Türkiye ekonomisinin gerçek potansiyeline kavuşacağına inanıyoruz.❞