Ömer Ekinci’nin Türkiye Gazetesi’ndeki Yazısı Dil Tartışmasını Gündeme Getirdi
Türkiye Gazetesi yazarı Ömer Ekinci’nin 4 Nisan 2025 tarihli nüshasında yayımlanan bir köşe yazısı, dil kullanımı üzerine yeni bir tartışma başlattı. Yazar Ali Kayıkçı, Ekinci’nin “Çocuk Aklı, Çocuk Kalbi” başlıklı yazısındaki belirli bir sözcük kullanımının kendisini ve gazetenin on binlerce okurunu rahatsız ettiğini belirtti.
Dil Kullanımına Yönelik Eleştiriler
Ali Kayıkçı, Ömer Ekinci’nin yazısındaki anlatılan hadiseyi ve “Baba kalbi” ile “oğlu”nun davranışını takdire şayan bulduğunu ifade ederken, yazıda geçen ve üç defa kullanılan bir “sözcük”ün ❝yaralayıcı ve tiksindirici❞ olduğunu öne sürdü. Kayıkçı, bu sözcüğü ❝arsız, hayâsız uyduruk❞ olarak nitelendirdi. Ekinci’nin yazısında üç defa “hayat” kelimesini kullanmasına karşılık, rahatsızlık duyduğu sözcüğü de aynı sayıda kullanmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı.
Geçmiş Tartışmalar ve Editöryal Sorumluluk
Ali Kayıkçı, bu tür sözcük kullanımlarının daha önce de zaman zaman yaşandığını hatırlatarak, konuyu Türk dilinin saflığı üzerine geçmişte yaşanan tartışmalara bağladı. Ahmet Kabaklı, Yalçın Özer, M. Ali Demirbaş, Yavuz Bülent Bâkiler ve Ramazan Mirzaoğlu gibi dil konusundaki hassasiyetleriyle bilinen isimlerin görüşlerine atıfta bulundu. Kayıkçı, bu durumun gazetenin “Yazı İşleri” ve “Bizim Sayfa” bölümlerinin sorumluluğunda olduğunu ima ederek, editöryal denetimi sorguladı. Kendi kaleme aldığı ve durumu eleştiren bir yazı yayınlayan Kayıkçı, bu yazısında bir de hicviye/taşlama tarzında şiire yer verdi.
Eleştirinin Odağındaki Sorular
Ali Kayıkçı, şiirinde de dile getirdiği eleştirileriyle gazetenin Yazı İşleri’ne seslenerek, ❝Nerdesin ‘Yazı İşler’, ‘Bizim Sayfa: Nerdesin?!..’❞ diye sordu. Kullanılan sözcüğün “Tam İlmihâl” gibi temel eserlerde yer alıp almadığını soran Kayıkçı, üç “hayat” ve üç “ya-ş…” kullanımını “dilce intihar” olarak değerlendirip değerlendirilemeyeceğini sorguladı. Kayıkçı, bu durumun Türkiye Gazetesi’nin 55 yıllık hizmet anlayışına uygun olmadığını belirterek, dilin korunması gerektiğini savundu.