Şevket Gölük / ANKARA-BHA
İYİ Parti 7. Kuruluş Yıl Dönümü’nü Ankara Atatürk Spor Salonu’nda kutladı.
Salon tamamen dolarken, salon dışında kalanlar bahçeye kurulan dev ekrandan programı takip etti..
Programda “Adalet peşinde” pankartlarının yanı sıra “İktidara doğru Dervişoğlu” sloganları atıldı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, tüm salonu çiçeklerle selamladı. Ardından protokolde, İYİ Parti’nin Kurucu Genel Başkanı Meral Akşener’in yanına oturdu.
Salonda konuşma öncesi Dervişoğlu için hazırlanan klip izletildi.
Dervişoğlu’nun büyük alkış alan konuşması şöyle:
Bu salona, Cumhuriyetin ruhunu, Türklüğün gururunu, İnsan olmanın onurunu, Adalet arayışını, Hürriyet aşkını, Eşitlik duygusunu, Barışın ve kardeşliğin huzurunu getirdiniz. Hepiniz hoşgeldiniz! Şeref verdiniz, Safalar Getirdiniz Bereket Getirdiniz İyilikler Getirdiniz. Başta kurucu genel başkanımız Sayın Meral Akşener olmak üzere, Her birinizi ayrı ayrı selamlıyor, En içten duygularımla sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
101 yaşındaki Cumhuriyetimizin yarınıyla dertlenirken, hunharca öldürülen kadınları düşünüp, mekanı Cennet Bebeklerimize yanarken, birlikte büyüttüğümüz metaneti götüreceksiniz memleketlerinize.
Yalnız değiliz, haksız Değiliz, güçsüz hiç değiliz’i götüreceksiniz yanınızda çokuz, haklıyız ve güçlüyüzün tohumlarını ekeceksiniz kendi toprağınıza. İl il, İlçe İlçe mahalle mahalle kadın erkek, genç yaşlı demeden yapacaksınız bunu.
Çünkü, Cumhuriyetimizin 101. yaşına 2 gün var. daha önce de söyledim, bizimse kaybedecek 1 dakikamız bile yok! Derdini duymadan geçeceğimiz, gözlerine bakmadan gideceğimiz, çökmüş omuzlarına elimizi koymayacağımız bir insanımız bile kalmayacak!
Bir bebeğin acısına daha tahammülümüz yok! Bir kadının daha ölmesine tahammülümüz yok! Bir ağacın daha kesilmesine tahammülümüz yok! Devletin bir an daha acziyetine tahammülümüz yok! Türklüğün bir an daha aşağılanmasına tahammülümüz yok! İşte, İyi ve Cesur kardeşlerim! Bu güneşin tohumlarını bu yüzden ekeceksiniz! Ve Her yeni günde gidip bakacaksınız verdiği filize, uzayan dallarını göreceksiniz, yaprağının yeşillendiğini, daha çok ekeceksiniz, daha çok yeşerteceksiniz, daha çok yükselteceksiniz! Taa ki bu karabasan gidene kadar. Taa ki bu karanlık dağılana kadar. Taa ki Milletin rızasını alana kadar, Taa ki Mustafa Kemal Atatürk’den helallilk alana kadar!
Bayrağımıza güneşi koyduysak, yakamıza güneşi taktıysak, meselemiz yarınlarda doğmaktır! Ve bilin ki, o yarın artık bugündür Hakk’ın vaad ettiği günler bugündür! Mustafa Kemal askerlerine ölmeyi emretmişti! Hiç birimiz Mustafa Kemal değiliz… Ama bir şeyden eminim: Şuradan sesimizi duyuyorsa ebedi istirahatgahında, Eminim ki bizlere yaşamanızı salık verirdi! Bu Cumhuriyeti ben kurdum. Onu yaşatacak olan sizlersiniz derdi! Sizler yaşayın ki Cumhuriyet Yaşasın derdi! Yaşayacağız, yaşatacağız, Layık Olacağız! O helalliği bizler alacağız!
Ey! Mel’un Saltanat, Ey! Helal rızıkları çalan zevat, vatan toprağını arsa bilen, ölmez şehidini kelle sanan zevat! Saltanatınız Yıkılacak! Ama Bu Kale Yıkılmayacak! Oyununuz bozulacak ama bizim birliğimiz bozulmayacak! İhanetiniz kaybedecek, Türk milleti bila kayd-ı şart kazanacak!
Bu kutlu çatının kuruluşunda ve yaşatılmasında emeği olan herkesten Allah gani gani razı olsun.
Başta kurucu genel başkanımız Sayın Meral Akşener’e, kurucular kurulu üyelerimize,
Dünden bugüne, tüm milletvekillerimize, tüm il ve ilçe başkanlarımıza, fedakar teşkilat yöneticilerimize, cefakar dava arkadaşlarımıza, desteğini esirgemeyen aziz milletimize, kadınlarımıza, gençlerimize, en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Sizle olmasaydınız olmazdı, olamazdı! Olmazsanız yine olmaz!
Bir Meclis devleti olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Duvarlarında, “Egemenlik kayıtsız ve şartsız Milletindir yazan” o büyük meşveret çatımızı, çalışamaz, konuşamaz, denetleyemez hale getirmişlerdir. Türk Milleti kendi kanunları yapamamakta kendi hazinesinden hakkını alamamaktadır buğdayın anavatanında ekmeğe muhtaçtır. bundan daha elim ve vahim olmak üzere, kendi vatanının haritasını kendisi çizmiş, kendi kaderini kendisi yazmış büyük türk milleti, hakkıyla, söke söke aldığı kendi vatanında artık bir yabancı durumuna düşürülmek istenmektedir.
Zulüm bununla da kalmamış, saray salatanatınca 15 yıldır sürdürülen hain plan en üst noktaya taşınarak, milyonlarca vatansıza ve bayraksıza mülteci diyerek, sığınmacı diyerek, ensar diyerek adım adım vatandaşlık sağlayacak bir tuzak çalıştırılmaktadır.
Okullarına öğretmen atamamaktadır, sabun dahi koymamaktadır. Hastanelerinde ne doktor ne de boş yatak vardır, Adalet terzasini, haklının kanunu değil, güçlünün parası çekmektedir, Kadınların canlarına, ırz ve namuslarına göz dikenler, serbestçe dolaşmaktadır Binlerce insanın öldüğü depremler dahi, Bu yağma düzeninin bir manivelasına dönüştürülmekte, Türk insanının evine, tarlasına, malına el konulmaktadır.
Ormanları yakılıp betondan rant kuleleri yapılmaktadır. Türk Milletinin Sosyal güvenliği kalmamıştır! Sokak güvenliği Kalmamıştır! Sınır güvenliği kalmamıştır! Can güvenliği kalmamıştır! “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” diye kurulan Cumhuriyet Türkiye’si, Dış politikayı husumet, husumeti de ticaret bilenlerce itibarsızlaştırılmıştır. 22 yıllık saltanatları süresince, Onları iktidara getiren yabancı istihbarat servislerinden, Uluslararası faiz ve finans lobilerinden, adına bir süredir Fetö dedikleri ihanet şebekesinden ortaklarından öğrendikleri her şeyi,
En sonuna Sonuna kadar tatbik etmişler ve Eşbaşkanı oldukları Büyük Ortadoğu Projesini sondan bir önceki aşamaya taşımışlar, yani yaşadığımız büyük coğrafya içerisinde hür milletler yerine, kimliksizleştirilmiş, yoksullaştırılmış, amaçsızlaştırılmış ve kuklalaştırılmış kitleler yaratmak yolunda son viraja girmişlerdir İnsanının “can, mal, ırz ve namus” güvenliğini korumak için kurulmuş olan ve Milletin teşkilatlanmış hali olan devlet, Bu müstevlilerce içine sokulduğu felç hali sebebiyle, Bebeklerin canını, bebek katillerine tercih etmekte, Eli kanlı çeteleri, Kahraman Türk Subaylarına yeğlemektedir.
İhtirasla dolu ihanet şebekesi çığırından daha da çıkarak, Türk’ün Devletini kurduğu Millet Meclisinde, Devlet düşmanlarını kürsüye çağırmaktadır. Gelinen noktada son aşama ise Dünya’da emsali olmadık şekilde İstiklalini kazanarak, Bütün mazlum milletlere örnek olmuş Türk Milletini, Onu bizzat, “kayıtsız ve şartsız” sahibi olduğu Vatanında Azınlık haline getirmektir. Ortadoğu coğrafyasının “Millet olamamış” Ve “Türk Milletininki gibi bir Cumhuriyet ülküsüne sahip olmamış” diğer mensupları gibi Cumhuriyetsiz bırakmaktır.
Sonu gelmez savaşlara, ayrılıkçılığa, bitmek tükenmek bilmeyen sömürüye Ve en önemlisi de sonsuz bir İstibdat rejimine mahkum etmektir. İşte bu büyük ihanet planı bu şekilde tamamlanacaktır. Her beka dediklerinde, beka tehdit edilecek Her demokrasi dediklerinde, hürriyet eksilecek her milli dediklerinde, millet kaybedecektir.
Çünkü: üç unsurla kardık biz bu kalenin harcını birincisi bellidir: Milliyetçiyiz! Bizler başkasının değil, Türk Milletinin Milliyetçileriyiz! Bizim milliyetçiliğimiz binlerce yıllık ortak bir mirastan gelir, Orhun’da taşa kazınmış, Dede Korkut ile dile gelmiştir. Divan-ı Hikmet ile can bulmuş, Yunus ile çağlardan taşmıştır. Ve İstiklal Marşı ile ebediyete yazılmıştır:
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir” İşte bizim yolumuz da buradan geçmektedir.
Bu ülkenin elli bin insanının katili olan ve bir an dahi olsa yapıp ettiğinden pişmanlık emaresi bile göstermeyen bir insan müsveddesinin İmralıdan çıkarılmasının “umut hakkı” adı altında pazarlanmasında Nasıl ortaklaştıklarını milletimiz görüyor. Buna tek ciddi itirazın çileli milletin gönlünü yakan bu ihanete karşı tek hakiki sesin de İYİ PARTİ’den çıktığını görüyor. İşte İYİ PARTİ bunun için kuruldu
Ben İYİ Partinin kurucularından biriyim. Bugün benim siyasi hayatımın da 7. Yılıdır. Ben size ait olan bu büyük destanınızın bir sayfasıyım. Onu yazacak olan kalemlerse yine sizlersiniz! Memleketin dört bir yanından gelen sesler ve sözlersiniz!
Altı ay önce yapılan olağanüstü kurultayla Bu son ocağın ateşinin sönmemesi Bu son kalenin yıkılmaması görevini bana yüklediniz. O görev, gayrı bize emanettir O emanetse, her daim başımın üstündedir! Bugün her bir dava arkadaşımdan aldığım bu emaneti, Söylediğiniz her bir sözü işte bu sayfaya Sizin sesinizle söyleyecek, Sizin sözünüzle yazacağım. Bilinsin ki, Başkalarının merhamet kapılarına değil, Sadece Milletin vicdanına yürüyeceğiz Bilinsin ki, Yarın için ikbal davası değil, Bugün için irfan davası güdeceğiz. Bilinsin ki tek kavgamız, Ekmeğimizi aşımızı çalanlarla, Acımızı, sevincimizi ayıranlarladır.
Hepinizin malumu olduğu üzere Türkiye’nin gündemine yeni bir anayasa tartışması taşınmıştır. Bu yeni anayasa gündeme getirildiğinden itibaren, Türkiye’de nelerin tartışıldığına dikkatinizi çekmek isterim. Televizyonlarınızı açtığınızda, gazeteleri karıştırdığınızda, Köşe yazılarını okuduğunuzda satırbaşlarının, Türkiye’nin beklentilerinin hilafına şekillendiğine şahit oluyorsunuz. Yeni anayasa ile ilgili, Değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk dört maddenin tartışma masasına yatırılmasından sonra, Etnik köken üzerinden mülahazalar, İmralı Canisinin serbest bırakılması, Bir siyasi partinin grup kürsüsünden konuşturulması, Kandil üzerinden kurulan köprüler, Suriye’nin kuzeyindeki yapıların tanınması, Yeni açılım senaryoları gibi konular kamuoyunun gündemini meşgul ediyor. Yaşanan bu tartışmalar, iş başında bulunan iktidarın gerçek niyetini deşifre etmeye yeterlidir.
Kim hangi planı yaparsa yapsın, Abdullah Öcalan denilen o canibaşı tıkıldığı delikten çıkamayacak, Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilemeyecektir. Cesetlerimiz çiğnenmeden buna izin vermeyeceğiz. Lütfen dikkat edin, Şifreli sözlerle konuşmuyorum. Hiç kimseyle de milliyetçilik yarışına girmiyorum. Milliyetçilik bu milletin ortak değeri, Türkiye Cumhuriyetinin de kuruluş felsefesidir. Hiç kimsenin bu mukaddes duyguyu inhisarına almak selahiyeti yoktur.
Mazide yaşanmış güzel günlerin anısına Saygıda kusur etmemek için de elimden geleni yapıyorum. Ama bayrağıma, milletime, istiklalime olan saygım, Her şeyin üzerindedir. Bebek katiline hürriyet, Müsavat Dervişoğlu’na tehdit size yakışmaz! Biz saray muhafızı değil, Türk Milliyetçileriz! Mazimiz ve mücadele geçmişimiz bugünümüze kefildir. İcapsız milliyetçiliği tümüyle reddediyorum! Kuru tehditlere pabuç bırakmayacağım Herkes tarafından iyi bilinmelidir. Buraya zembille inmedim.
Ben başkalarına devlet değil, Türk milletine kendi iktidarını vaat ediyorum. Ben başkaları gibi iktidar karşıtlığından korkan muhalefeti de temsil etmiyorum. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin değerlerinde ve kuruluş felsefesinde buluşan herkesi, İstiklal ve istikbalimizi koruyup kollamak üzere, Adalette, hürriyette ve eşitlikte bir ve birlikte olmayaYani İYİ Parti’de buluşmaya davet ediyorum.”