“Hükümetler ve resmi ordular uluslararası sözleşmeler ve stratejik anlaşmalara uygun olarak Filistin’i dini, siyasi, hukuki ve ahlaki olarak destekleme görevine tam bağlılık göstererek, Gazze’yi soykırımdan ve kapsamlı yıkımdan kurtarmak için bölgenin ve milletin menfaatleri ve halklar üzerindeki meşru yetkileri çerçevesinde acilen müdahale etmeleri hukuken zorunludur.
Başta Filistin’e komşu olan Mısır, Ürdün, Lübnan ve Suriye olmak üzere tüm Arap ve İslam ülkelerinin Filistin Yönetimine ve Filistin direnişine askeri teçhizat sağlamaları ve askeri müdahale yapması dini bir zorunluluktur.
Askeri müdahale, İşgal güçlerinin sınırsız suçlarını sürdürmesine yol açan, soykırımın ve bölgenin kapsamlı çöküşünün uyarısı haline gelen, onlarca yıldır süren tereddüt ve zaaf durumunu geride bırakacak acil bir ittifak kapsamında yapılması gerekmektedir.
Batı, “İsrail”e kapsamlı askeri, mali, medya desteğinin yanı sıra diplomatik katkısı sağlamaktadır. Arap ve Müslüman ülkeler de Filistin’e benzer destekleri sunması gerekmektedir.
“Sayıları 4 milyonu bulan ve her yıl 170 milyar dolar harcanan resmi orduların kışlalara hapsedilmesi, silahlarının paslandırılması, sistemlerinin çökmesi makul değildir. Filistin’de cihat etmek ve oraya yardım etmek, dini bir yükümlülüktür. Filistin’i, Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı ve Gazze’yi soykırım ile yıkıma terk etmek Allah’a ve Rasulü’ne karşı ihanettir ve en büyük günahlardandır.”
Dünya Müslüman Âlimler Birliği
#OrdularAksaya